İşimiz bu çekmek, ya fotoğrafını, ya nazını, ya kaprisini, ya cefasını… Allah çektirmesin, keyfini sürdürsün her güzelliğin. Hayat kimimize ödül kimimize yarışma, nihayetinde dolu dolu yaşamaya geldik her anında. Sesını duyurmak için çok anlatmana gerek yok aslında, doğrunu, salt gerçeğini göstermen yeterli her icraatında. O kitabın ilk sayfasından son sayfasına kadar süren bir Dante Şiiri olmana gerek yok anlaşılmak için. Gerçekten sapmayarak, hislerini de arkasına kapıdan kimse girmesin diye dayadığın bir sandalye gibi aklının arkasına dayayarak bir kaç kelam etmek yeterli olacak. Arkana dayadığın o hissin kudreti dilde gerçek sözlerle birleştiğinde önünde hiç bir riya yaşayamayacak. Puslar kalktığında ancak o zaman insan kendini anlatır. Nasılsa dünyada onca ırkın, soyun arasında toplasan kaç çeşit dert türü vardır? Hepsi özde aynı kaynağa bağlanır. Sadece anlatımları ve ifade ediş biçimleri farklıdır. İşte sırf bu yüzden tarih boyu ne savaşlar yaşanmış ne canlar alınmış ne gözyaşları akıtılmıştır. Hafife almamak gerek mühim olan ne anlattığın değil nasıl anlattığındır. Kalbinden doğan kaynağa ihanet etme. En iyi savunma hücumdur’u oynama, vicdanlı olmak esastır, doğru kalmak, her şerre karşı iyi durmak esas erdem ve ahlaktır. Hepimize anlatımı sade, manası şahane günler ve kişiler versin Allah.
Sosyal Medya bu sürekli çektirir insana…
25
Eki