Eşi Benzeri Olmayan Bir Akdeniz Tatil Beldesi
Side’nin Yeni Halini Herkes Görmeli..
Geçen hafta ailemle tatil yapmak için Antalya’ya gittim. Belek mi Kemer mi derken tesadüf eseri yolumuz Side’ye düştü. İyiki de öyle oldu.
Side’nin son halini muhakkak görmeniz lazım, bayılacaksınız. Ben gerçekten çok etkilendim.
Side; Manavgat Belediyesi ve Side halkının işbirliğiyle de yepyeni bir kimlik kazanmış. Adeta bir müze kent yaratılmış.
Tüm eski binalar yıkılmış, yeraltındaki tarihi insanların gözleri önüne çıkarmak için iyi bir kazı çalışması yapılıp o dokunun üzeri camla kaplanmış ve yeni yapılar bu cam zeminler üzerine inşa edilmiş.
Side Antik kent denen bu kısım trafiğe kapalı, bir noktaya kadar araçla geliyor, o noktada aracı park edip golf aracıyla 3-4 dakikalık bir mesafe kadar devam ediyorsunuz (golf aracı 30₺ alıyor, 5 kişiye kadar taşıyor) Çarşı kısmında golf aracından da inip yürüyorsunuz. Çarşıda girdiğiniz dükkanların önünde ve altlarında yerde cam zemin, altında da tüm güzelliğiyle büyüleyen mozaikler görebiliyorsunuz. Oturduğunuz kafede de sütunlar, su kanallarıyla karşılaşabiliyorsunuz.
Herşey olduğu yerde koruma altına alınmış durumda. Bir müzeye gidip gezmenize gerek yok şehir kendi doğalında müze halinde geziliyor. Müthiş bir proje değil mi?
Athena ve Apollon’a adanan tapınakların, özellikle akşam saatlerinde ışıklandırılmış hali inanılmaz gösterişli ve etkileyici. Ayrıca Anadolu’nun en büyük tiyatrolarından biri olan harika bir antik tiyatrosu var.
Bununla beraber denize girmek için pek çok beach club var. Hepsi birbirinden güzel. Gece sahil şeridi çok hareketli, yan yana pek çok mekan dizili, hepsi de kaliteli, güzel yerler ve harika bir gün batımına karşı dizilmişler.
Side Belediyesi gerçekten işini layıkıyla yapıyor. Her yer tertemiz, düzenli. Kıyılar oteller tarafından parsellenmemiş aynen olması gerektiği gibi düzenlenmiş.
Darısı diğer illerimizin ve tatil beldelerimizin başına inşallah.
Yani anlayacağınız Side hem gezip görecek ve hayran kalınacak harika bir müze kent durumunda, hem de gerek plajları, gerek konaklama, gerekse lezzetler açısından tatmin edici bir tatil beldesi olarak mutlaka keşfetmeniz gereken bir yer.
Gastronomi anlamında da bayağı etkiliyor insanı. Çok başarılı mekanlar var Side’de.
Favorilerim
Öncelikle daha bir ay önce açılan gurme restoran Alma’ya gittim. Sonra Side’de on senedir hem restoran hem gece klübü olarak hizmet veren Karma’yı deneyimledim. Bir diğer mekanım ise Azumare Lounge oldu. Günbatımında inanılmaz keyif veren bir winebar. Sadece şarap değil her türlü içkiyi bulabildiğiniz ve tatlı bir tapas menüsüne sahip olan bir yer.
Sizlere şimdi detaylı olarak anlatacağım.
Karma Restaurant & Night Club
Karma’da hem yöresel hem uluslararası lezzetlerin harmanından karma bir menü sunuluyor.
Antalya Side’de çok iyi bir lokasyonda yer alan Karma’ya akşam saatlerinde gelerek denize karşı harika gün batımı eşliğinde kaliteli bir yemek yiyip, ilerleyen saatlerde kulüp eğlencesine kalarak da canlı ve eğlenceli bir gece geçirebilirsiniz.
Tüm yemekleri istisnasız çok başarılı, sunumlar göz dolduruyor, hizmet kalitesi üst düzeyde, Side’de böylesine bir mekan olduğuna gerçekten inanamıyor insa . Gerçi Side inanılmaz değişmiş ve gelişmiş bunu yeni farkedenlerdenim ben de.
Gece klübe döndüğünde de çok kalabalıklaşıyor. Buralarda tutulan bir mekan olduğu belli.
Deniz kenarında bir açık hava kulübü olması bana bir zamanların efsanesi Reina’yı anımsatıyor. En sevdiğim gece klübüydü.
Burada da dj performansları bayağı başarılı.
“İnandığımız doğrular yapacağımız tüm güzellikler bu evrende bizi bulacaktır..” mottosuyla, karma felsefesinden esinlenerek restorana bu ismi verilmiş.
Neler Yedik?
Avokadolu kinoa salatası; altında fırınlanmış pancar ve yeşil elma taneleri, ve passion fruit sosu ile efsane bir lezzetti. Tam yazlık ferahlatıcı bir tat.
Tuna Tataki; altında kaju kreması üzerinde deniz yosunu ve harika bir sos ile harikaydı.
Dağ mantarlatıyla yapılan Dumpling; trüf mantarı eşliğinde sunuluyor. Muhakkak denenmeli.
Patlıcan kabak tempura; üzerinde eritilmiş ezine peyniri ve frenk soğanları ile en favori ara sıcaktı bence.
Taze bademler, Akdeniz yeşillikleri, nar ve elma eşliğinde sunulan avokado salatası da güzeldi.
Karidesli Ravioli; üzerinde antep fıstığı eşliğinde al dente kıvamıyla harikaydı.
Baklava yufkasına sarılı köfte ise masada herkesin favorisi oldu.
Pek çok kaliteli mekan var ama burası gerçekten farklı. O yüzden denemenizi öneririm.
Tüm detayları izleyebileceğiniz youtube videomun linkini de aşağıya bırakıyorum.
Alma Restaurant Side
Antalya’nın En İyi Gurme Restoranlarından Biri..
Dışarıdan yemyeşil bitkilerle kapatılmış olduğundan içeriyi göremiyorsunuz, gizli bir bahçe gibi adeta.
Paris merkezli uluslararası gastronomi topluluğu Chaine des Rotisseurs Antalya üyeleri de burada yemekteydi.
(Chaîne des Rôtisseurs; mutfak sanatları, şarap ve yüksek kaliteli yemekle ilgilenen amatör ve profesyonelleri bir araya getirmeyi ve gastronomiyi geliştirmeyi amaçlayan uluslararası bir gastronomik topluluk. Fransızca’dan çevirisi rötisörler zinciridir, şen dö rötisör diye okunur.)
Alma’nın mutfakta harikalar yaratan başarılı Şefi Mert Yalçıner ve ekibi çok sıkı bir tadım menüsü hazırlamıştı. Bu fırsatla ben de deneme fırsatı buldum. Tek bir kusuru olmayan efsane lezzetlerdi. Kalabalık olduğumuz için aramızdan bazıları ana menüden de seçimler yaptı. Meze 5’lisi, Kuzu Tandır, Kuskus Risotto, Lagos Dry Aged, Sushi ve Sashimi seçeneklerini de tatma fırsatı buldum.
Masaya söylenen tüm yemekler sonuna kadar yendi ve farklı damak tadlarına sahip olan herkes tarafından da çok beğenildi. İşte bu çok önemliydi.
“Alma” İspanyolca’da ruh anlamına geliyor. Doğanın,açık ateşin ve Side’nin ruhunu yansıtmayı amaçlamışlar.
Side’nin antik dokusundan ilham alarak oluşturulmuş kendine has bir mekan.
Girit ve Akdeniz mutfağının en lezzetli reçeteleri her gün farklı bir menü ile sunuluyor.
Side’nin kültürünü tüm dünyaya tanıtma amacıyla yola çıkan ve Karma ile Azumare restoranlarının işletmeleriyle önemli bir isim yapan Mahmut Gökkaya ve Enver Ahmet Emiroğlu’nun en yeni mekanı Alma Restaurant Toroslar’dan beslendiği özel mutfağı ile eşsiz bir gastronomi deneyimi yaşatıyor.
İç dekoru inanılmaz incelikli ve hayranlık uyandırıcı. Yunanistan’dan getirilmiş 450 yaşında zeytin ağaçları, Antalya’dan getirilmiş portakal, Bodrum’dan getirilmiş limon ağaçları var. Masalarında kullanılan mermerler de İtalya’nın Toskana bölgesine has porselenlerden oluşuyor. Masaların gövdeleri ve sandalyeleri ise tik ağacından imal edilmiş.
Dekorasyonda kullanılan duvar taşları Manavgat’ın taş ocaklarından çıkarılan özel kayalardan oluşuyor. Her biri tek tek parçalanan kayalar, özenle şekil verilen taşlara dönüştürülürken, günler süren bir emekle de üst üste dizilmiş.
Bey Dağları’ndan Toroslardan Akdeniz’e, yörüklerden Girit’lere, tarladan sofraya, yerel üreticiden yerel tüketiciye, gurmelerin, gastronomi eğitimcilerinin ve şeflerin içinde tüm bu tınıları bulabileceği bir menü, mekan ve mood birlikteliği sunmak amacıyla çok büyük bir emek harcanmış bu mekana.
Kokteyllerinde ve yemeklerinde kullandıkları fesleğen, nane, biberiue gibi bitkileri kendi bahçelerinden topluyorlar. Meyve ve sebzelerini yerel üreticilerden temin ediyorlar. Yani bu mutfakta doğallık ön planda.
Öğle saatlerinde ağırlıkla otların, meyvelerin, sebzelerin hâkim olduğu Ege mutfağından seçmeler sunuluyor. Akşamlarıysa açık ateş üzerinde Türk ve dünya mutfağı harmanlanıyor. Süt kuzuları Bey Dağı’ndan gelirken, deniz ürünleri Akdeniz sularından temin ediliyor.
Side’ye giderseniz muhakkak keşfetmeniz gereken bir mekan. Akşam terasında gün batımı manzarasına karşı çok keyifli saatler geçirerek oldukça kaliteli bir yemek yiyebilirsiniz.
Tüm detayları izleyebileceğiniz youtube videomun linkini de aşağıya bırakıyorum.
Azumare Lounge
Side’nin en tatlı mekanı burası. Müzikler, atıştırmalıklar, gün batımı manzarası ve dekoru da şahane. Servis kalitesi ve fiyat dengesi de memnun edici.
Günbatımında inanılmaz keyif veren bir winebar. Sadece şarap değil her türlü içkiyi bulabildiğiniz ve tatlı bir tapas menüsüne sahip olan bir yer aynı zamanda. Rezervasyon yapmanızda fayda var çünkü çok talep görüyor ve yer bulmak zor olabiliyor aklınızda bulunsun.
Side’ye gelirseniz muhakkak buraya uğrayın.
Diğer güzel mekan önerilerim:
Liman: Harika bir manzaraya karşı et ağırlıklı bir menü sunuyorlar.
Afrodit: Deniz ürünleri ve balık sevenler için ideal. Canlı müzik de var.
Orfoz: Deniz ürünleri ve mezeleriyle iddialı.
Carpe Diem Restaurant: Denize nazır konumu ve Akdeniz mutfağından lezzetleriyle öne çıkıyor. Dekor anlamında da çok hoş bir mekan.
Zula
Lush Lounge:
Konaklama
Konaklama konusuna gelince kesinlikle Barut Hemera diyorum. Burada doğanın içinde kaybolacağınız en güzel otel. Denizi, restoranları, yemekleri, havuzları, plajı, hizmet kalitesi, eğlencesi, konforlu odaları ile cidden çok çok iyi.
Barut Hemera Hotel
Denize sıfır konumu ve kendine ait kum plajı ile öne çıkan Barut Hemera, Antalya’nın sevilen tatil beldelerinden Side’nin Kumköy mevkiinde yer alıyor.
Tarihi ve doğası ile Akdeniz’in en sevilen destinasyonlarından Side’nin büyüleyici güzellikleri arasında bulunan Barut Hemera
Bağlı bulunduğu Barut grubu otellerinin sunduğu “Unlimited All” konsepti ile hizmet veriyor.
Sabah, öğle ve akşam açık büfe yemekler ücretsiz. Yerli ve yabancı alkollü ve alkolsüz içecekler, kokteyller 10.00-01.00 saatleri arasında ücretsiz. Ana restoranlar dışında, 4 adet A’la Carte restoranı var. Müsaitlik durumuna göre limitsiz kullanabiliyorsunuz.
Yemyeşil bir doğası var, büyük büyük ağaçlarla dolu kocaman bahçelerinde, serçeden karatavuğa, kargadan gümüş martıya, atmacadan arap bülbülüne kadar, yaklaşık 15-20 çeşit farklı kuş türüne rastlayabilirsiniz.
Çocuklu aileler için çok uygun. Havuzlar ve su kaydıraklarının yanı sıra gün boyu devam eden aktiviteler ve şovlarla hareketli ve eğlenceli bir tatil sunuyor. Ayrıca mini golf, tenis, masa tenisi alanları da bulunuyor.
Odalar konforlu ve rahat. Yemekleri de çok bol çeşitli ve lezzetli. Çok güzel bir Spa merkezi de var.
Disko; konsept dahilinde 23.00-02.00 saatleri arasında ücretsiz hizmet veriyor, giriş ve tüm içecekler ücretsiz.
_______________
Side’de harika mekanlar var. Bunların ilk üçü de aynı kişiye ait. Turizmin içinde büyüyen, çok seyahat eden, pek çok farklı kültürden insanla tanışan ve tüm seyahatlerinde deneyimlediği lezzetler ve güzelliklerden ilham alarak “yaşadığım yeri daha da güzel ve cezbedici hale getirmeliyim” diye düşünen Mahmut Gökkaya’ya..
Karma’nın hikayesini şöyle anlatıyor:
Turizmin en gözde beldesinde yaşayıp burada bu eksikleri görmek ve burayı daha ileriye götürmek için iyi bir gastronominin olması gerektiğine inandık ve başladık. Tabii ki bu bitmeyen bir yok hep yenilikler değişiklikler var ama bu da bizi daha heyecanlı tutuyor. En zoru ise farklı milletlerden olan yemek kültürleri çok farklı olan misafirlerin hepsine hizmet verip onları mutlu edebilmek. Bu da menümüzü oluştururken titizlik gerektiriyor en yoğun misafir milletlerin yemek tercihleri, yerli misafirlerimiz ve özellikle bölgemizdeki yaşayanların tercihleri bir araya gelip doğru menüyü oluşturmaya çalışıyoruz. Bu sebeple menümüzde kaz ciğeri, istiridye bulabilirken aynı zamanda kuzu etli şevketi bostan da yer alıyor. Böyle olunca menümüz tüm ürünleri ile ayrıcalıklı olup hepsini en doğru ve en taze malzemeyi tedarik ederek oluşturuyoruz. Karma’yı her zaman dinamik ve yenilikçi olarak tutmak için biz de her sene yurt içi ve yurt dışı seyahatler yapıp yeni trendleri yenilikleri kendimize göre yorumlayıp Karma da uyguluyoruz. Hedefimiz de yaşadığımız belde olan Side’yi hak ettiği yere getirip gastronomi radarına almak. Böylelikle turizm ve seyahat tercihlerinde üst sıralarda yer almak.
Bu restorana özellikle son paragrafta da değindim çünkü uzun süredir deneyimlediğim yerler arasında bir numaraya oturdu. Son zamanların favorisi burasıdır diyorum.