Karaköy’de eski bir torna dükkanı nasıl evrim geçirir, üstü bile açılan süper şahane havalı bir restorana dönüştürülür hayret etmek isteyen mutlaka görmeli Pim’i.
Pim iki objeyi biraraya getiren son parça anlamına geliyor. Kılıçali Paşa Mescidi Sokak’ta dışardan şık duruşu, ferah iç mekanı, lezzetli yemekleri ve yanındaki kendine ait minik pastahanesi ile hayranlarının kalbini baştan çalan bu tatlı mekan Karaköy’ün en yenilerinden. Bomba lezzetleriyle Karaköy’ün pimini çekmeye gelmiş gibi adeta.
Sağlam öğle ve akşam yemekleri dışında gün boyu da rahat koltukları, kalabalık olduğunda bile okuyan ya da çalışanları rahatsız etmeyecek şekilde konumlandırılmış masaları, küçük grupların da rahatça toplanabileceği büyük masaları ve asma katıyla bilgisayarınızı, ipad inizi, kaleminizi kağıdınızı, kitabınızı alıp saatlerce vakit geçirebileceğiniz, çalışmalarınıza ilham katabileceğiniz bir mekan. Auası süper, huzurdan yana da bir endişeniz olmasın.
İçeriye girer girmez tasarımından mimarisine, duvardaki ince el işi grafitisine, ahşap ve demirin ahenkle bütünleştirilerek oluşturulduğu dekoruna, yüksek tavanına, ferahlığına hayran olacaksınız. Evet başrolü gerçekten ferahlığa vermişler. Güzel bir mimari proje. Ayrıca kışı bir atlatalım bakın Pim yeniden duvarlara ve masalara serpiştirilmiş çeşitli bitkiler ve açılabilir tavanıyla kocaman bir bahçeye dönüşecek. O haline de bayılacaksınız. İstanbul’da o kadar şık, tasarımı değişik ve özenli mekan açılıyor ki, Newyork Meatpacking bölgesindeki mekanlardan ayırmak imkansız. Hatta bence çeşitlilik yönünden Londra’yı, Paris’i, New York’u, Milano’yu sallıyoruz gibime geliyor. Gurur verici gelişmeler bunlar çok seviniyorum. Pim Karaköy’de tam bir Newyorker havası var anlayacağınız. Yan bitişiğinde de süper şirin bir pastanesi var. Pitalar, ekmekler ve tüm tatlılar bu minik pastanede pişiyor. Aynı zamanda dışarıya da satılıyor. Görseniz bayılırsınız, vitrini ayrı davetkar zaten. Şahsen restorana geçmeden önce pastaneye giriş yaptım.
Rakamların yere bastığı özgür bir mutfağa sahip. Pim’in tatlı patronları Nazlı Heray ve Oğuzcan Heray, ağabey kardeş elele vermiş dünyanın neresinden hangi yemek buraya gelirse güzel olur diye düşünerek ve profesyonel bir ekiple çalışarak başarılı bir menü oluşturmuşlar. Pim bir sloganla yola çıkıyor; ”Lübnan esintileri, Fransa’nın tatlı sürprizleri, İtalya’nın özel tarifleri, ülkemizin özgün lezzetleriyle harmanlanarak Karaköy’de Pim’lendi.” Diyor.
Biraz pita, biraz salata, biraz ev yapımı makarna, biraz yöresel, biraz Lübnan, biraz İtalyan, biraz Fransız ve fırından yeni çıkmış pastalarıyla herkesin damak zevkine uygun hem zengin seçenekli hem de nokta atışı bir menu yarattıkları için özellikle de akşam yemeklerinde tercih edilesi bir restoran olmuş. Artık Karaköy’de nerede ne yesem derdine son vermiş olan Pim, diğer mekanlara bu açıdan farkını koymuş durumda. Keşfedilmeyi fazlasıyla hakediyor benden söylemesi. Gitmeyen ve görmeyen kalmamalı.
Nar ekşisi, et suyu ve ev yapımı erişte ile yapılan Ispanaklı Yeşil Mercimek Çorbası Pim’in illaki denenmesi gereken lezzeti. Pişman olmayacaksınız, kış aylarında hastalıklara karşı da koruyucu, hastaları da iyileştirici oldukça lezzetli bir bomba bu! ‘’Hastayım dışarı çıkmak istemiyorum’’ diye ayak direyen bir dostunuz varsa onu Pim’e davet edebilirsiniz. Bu bahaneyle evden çıkartabilisiniz.
Hafif geleneksel ve Lübnan mutfağı dokunuşu var yemeklerde. Ön plana çıkan pitalar, makarnalar ve ana yemekler bence oldukça başarılı. Genelde yurtdışında yediğim, pek de tercihim olmayan falafeli burada inanılmaz iyi yapmışlar. Daha önce hiç aklımda yokken artık falafeli aklıma soktular. Tebrik ederim. Burada falafeli salata, ana yemek tabağı veya atıştırmalık formatında bulabilirsiniz. Fotoğrafını görmüş olduğunuz falafel topları masada mutlaka olmalı. Israrla isteyiniz.
Pim’in menüdeki büyük iddiası Pita. Lübnan’ın ‘ekmek arası’ kültürü olan pita, burada tahta servisler üzerinde baharatlı patates kızartması veya roka salatası ve özel soslarıyla ikram ediliyor. Yoğurtlu tahinli ve ekşili patlıcan sosları bağımlılık yapabilecek cinsten. Siz pitalarınızın yanında ballı hardal, wasabili mayanoz sos ve domatesli acı sosu da deneyebilirsiniz. Bu delicesine doyurucu ve lezzetli pitalar tercihe göre baharatlı patates kızartması yada roka salatasıyla servis ediliyor. Pitaların içindeki fırınlanmış çıtır soğana dikkat, bağımlılık yapabilir. Bütün pitalarda 4 adet falafel topu fiks olarak var siz bonfileli, tavuklu, köfteli, somonlu, vejeteryan, sucuklu yada orjinal halini seçebiliyorsunuz. Ben köftelisini yedim çok da memnun kaldım. Bi dahakine füme somonluyu deneyeceğim.
Pim’in içli köftesi, ne köfte ama… Antakya’dan gelme bu vazgeçilmez lezzetin bir de burada tadına bakın derim. Porsiyonda 4 adet var, oldukça doyurucu bir anayemek formatında.
Keçi Peynirli Baklagil Salatası özellikle bu kış aylarında sağlıklı beslenen, spor yapan, bol enerjiye ihtiyacı olan ve salatayla zor doyanların favori seçimi olacaktır. Ben salatayı yemekten saymam, doğulu ve hatta Ortadoğulu genlerim hemen orada devreye girer ama bu salata hem gözümü, hem gönlümü hem karnımı doyuran cinsten çıktı. Mutlaka deneyin derim. Ayrıca Çökelekli Kinoa Salatası’nı da bir dahaki gidişimde denemek üzere bir kenara not almış bulunmaktayım. Her mekanda dikkat ettiğim bir husus olan ‘’Sporcu Dostu Yemekler’’ kriterimi tamamiyle sağlayan bir menüye sahip Pim!
Ana yemeklerden Kuru Erikli ve Pırasalı Kuzu İncik, Izgara Bonfile veya Antrikot, Dana Kol Tandır denenmesi gereken lezzetler. Ben bu sefer Cevizli Köfte yedim, harikaydı, bayıldım. Özellikle de ev yapımı ızgara brioche ekmeğiyle servis edilmesi beni bitirdi, köfte zaten harika ama beni mahveden yanındaki abagannuş ile ekmek oldu.
Yalnızca resmi tatillerde ve haftasonları 09:00 – 15:00 saatleri arasında verdikleri beş çeşit kahvaltı içinden ilk denemeniz gereken bence Fransız Kahvaltısı. Çünkü o farklı! Berrak bilirsiniz ki herzaman farklı olanı sever. Fransız kahvaltısında iki çeşit reçel, tereyağı, ciddi anlamda lezzetli yaptıkları ızgara brioche ekmeği, meyve salatası, somon füme ve çırpılmış yumurta var. Iki kişiyseniz bir tane Pim Klasik Kahvaltı tahtası alabilirsiniz, içinde geleneksel Türk kahvaltısına dair herşey var. Vejetaryanlar da düşünülmüş, onlar için de özel bir tabak oluşturulmuş. Pancake düşkünleri de iki adet Pim pankek, meyve salatası, ev yapımı çikolata, reçel, biberiyeli bal ve tereyağından oluşan kahvaltıyı alabililer. Kahvaltı seçeneklerinizi tabiki yan seçeneklerle ekstra olarak destekleyebilirsiniz. Pastane zengin ne de olsa.
Kahve ve tatlı için giderseniz önce pastaneye bir uğrayın gözünüzü doyurun, sonra seçim yapma aşamasında Allah kolaylık versin dostlarım. Resmen bir sanat eserine dönüşmüş olan pasta dilimleri, kurabiyeler ve macaronlar içinde kaybolacaksınız. Brownie, Tiramisu, Ev Yapımı Dondurmalar, minik tatlılardan oluşan Petit Four Tabağı ilk etapta denenebilir.
İçeceklerden tercihinizi limonatadan yana kullanın derim, ben çilekli limonata içtim. Ne fazla tatlı, ne de fazla sulu. Çok ideal bir kıvamda ve hakikaten de lezzetliydi.
Karşılama- *****
Servis- *****
Menü- *****
Dekor- *****
Ambiyans- *****
Fiyat- *****
Hijyen- *****
Sporcu dostluğu- *****
