Pera Thai: Bol Ödüllü Tayland Restoranı

Pera Thai yerini değiştirdi…

Şişhane’den Asmalı Mescit’e uzanan Meşrutiyet Caddesi üzerinde çok güzel tarihi bir binanın hemen girişinde yer alıyordu. Yaklaşık 3 hafta önce eski yerinden ayrıldı, bir sokak aşağıya, Şişhane’ye taşıdı. Şimdi çok daha ferah ve aydınlık bir atmosfere ayrıca çok şirin bir bahçeye kavuştu. Şişhane’deki Big Chefs’in hemen yanında yer alıyor. Tabiki lezzeti ve kalitesiyle ortama damgasını vurmuş durumda.

Yukardaki fotoğrafta gördüğünüz eski yeriydi. Aşağıdaki de yeni yeri.

İstanbul’un en eski Tayland restoranı Pera Thai, Thai mutfağının sehrimizdeki ödüllü temsilcisidir. 2001’den beri, menüsündeki ev yapımı köriler, geleneksel ve klasik lezzetler, Taylandlı kadın aşçılar tarafından, taze ve aslına uygun olarak hazırlanır. Pera Thai’da ne yerseniz yiyin memnun kalacağınızı rahatlıkla garanti edebilirim. Benim gibi Thai yemekleri sevenler için cennet gibi bir yerdir.

Pera Thai; 2006’da Tayland hükümeti tarafından, dünyada Tay mutfağının kalitesini belirlenmiş standartlara göre temsil eden restoranlara verilen ‘’Thai Select’’ ödülünün İstanbul’daki tek temilcisiymiş. 2004 ve 2006 yıllarında ‘’En iyi Uzakdoğu restoranı’’ seçilmiş. 2009’da Tayland National Food Institute tarafından da ‘’The Pride of Thailand – Certificate of Excellence’’ ödülüne sahip olmuş.

Bol ödüllü bir restoran Pera Thai ve Tayland mutfağını dünyada en iyi temsil edenler arasında bulunuyor. Sizce de gurur verici değil mi? Üstelik bu restoranın sahibi hayat hikayesine hayran olduğum asil bir kadın. İsmi Neval Gürçay. Tatlı enejisini, hem çalışanlarıyla olan ilişkisinde hem de mekanın aurasında hissediyorsunuz. Güleryüzlü, candan ve pozitif bir insan. Gittiğinizde eğer ordaysa kendisiyle de tanışmanızı öneririm.

Pera Thai’da tüm şefler Taylandlı, mutfaktaki kap kacaktan tutun, özel pilav tencerelerinden, woklara kadar, yemeklerde kullanılan her bir malzeme Tayland’dan geliyor..

Neval Hanım ile yediğimiz bu hoş öğlen yemeği hem lezzetli hem de öğretici oluyor. Sipariş edilen tüm yemekler Tayland kültürüne özgü bir şekilde paylaşılarak yenmek üzere ortaya servis ediliyor, ayrıca Tayland’lılar yemek yerken bıçak kullanmazlarmış, o yüzden burada da yemekler kaşık ve çatalla servis ediliyor. Usulünü de bir güzel anlatıyor ve nazikçe öğetiyorlar. Yeni birşeyler öğenmek kimin hoşuna gitmez?

En beğenilen ve en tipik Tay başlangıçlardan olan ‘’Kızarmış Wonton’’, içerisinde ince kıyılmış karides ve kişniş bulunan çıtır bir böreği andırıyor. Onu özel kılan ise sosu. Sosunda bulunan taze kişniş, yer fıstığı, tatlı sos ve kırmızı biber kızarmış Wonton’a çok yakışıyor. Hepsini bir çırpıda yiyip bitireceğiniz bir tabak olduğunu söylemeliyim.

Biraz daha kalabalıksanız, çok beğenilen ‘’Karidesli Kanepe’’  veya ‘’Körili Tavuk ile Karides Kraker‘’ tabağını da başlangıçlara ekleyebilirsiniz. Elbetteki çok çeşitli başlangıçlar var ama bunlar ilk etapta en çok önerebileceklerim arasında bulunuyor.

Ana yemekte favorim, yemeye doyamadığım ‘’Kırmızı Körili Levrek Fileto’’ gerçekten inanılmaz bir lezzetti, acısı tam kıvamındaydı, insana yedikçe yediresini getiren cinsten bir acıydı. Kaffir lime, köri macunu, zerdeçal, sarımsak ve hindistan cevizi sütü kullanılarak yapılan o muhteşem sosuyla müdavimi olacağım bir yemekti doğrusu. Hem sağlıklı, hem besleyici, hem lezzetli. Bu civarda, aynı fiyatı verip besin değeri düşük hazır yemekler veya pizza, makarna tipi şeyler yemektense bu besleyici, sağlıklı, lezzetli tabağı yemeyi tercih edebilirsiniz. En azından bir kere mutlaka denemelisiniz. Pilavıyla beraber kaşıklayarak yemeniz önerilir. Yemeklerin yanında ‘’olmazsa olmaz’’ pilavı ekstra alıyorsunuz.

‘’Fesleğenli Acılı Tavuk’’ ise Tayland’lıların vazgeçemediği, sokaklarda her köşe başında yapılan, neredeyse bizim ‘’simit’’ imiz kadar yaygın ve o kadar çok yenen bir yemek. Bu yemeği pilavın üzerine koyarak kaşık kaşık yerler. E tabi gerçek bir Thai restoranı olarak burada da usül aynı. Yemeğin içerisinde; tavuk eti, fesleğen, kırmızı – yeşil biber, acı Thai biberi, soya sosu, istridye sosu ve sarımsak bulunuyor. Lezzetti muhteşemdi, acısı kıvamındaydı. Tayland’lıların bayıldığı kadar var.

Buradaki yemeklerin en sevdiğim özelliği, hepsinin çok az yağlı olması, onları lezzetlendiren ise sosları ve baharatları… Her mekanda en dikkat ettiğim kriter olan spoculara ve sağlıklı beslenenlere uygunluk açısından yüzde yüz ‘’sporcuyla dost’’ bir restoran olduğunu söyleyebilirim. Zaten siz hiç şişman bir Tayland’lı gördünüz mü?

Yemekler Bangkok bölgesine ait lezzetlerle, kraliyet dönemindeki mutfağın etkilerini taşıyor. Burası pek çok müdavimi olan bir yer. Okan Bayülgen de burayı pek sever, sıkça gelirmiş.

Tayland stili noodle sevenlerdenseniz -ki ben bayılırım, öğle servislerinde Tayland Usulü Noodle yiyebilirsiniz. Buna Pad Thai deniyor. Yıkılan bir lezzet. 36 TL.

Pad Thai, yani noodle, Lap Gai ile yani – Acılı Tavuk Salatası ile çok güzel eşleşiyor. Muhakkak denemelisiniz.  32 TL

Tayland sokaklarında adım başı heryerde satılan, su niyetine içilen, çok hoş bir içecekle yemeğinizi sonlandırabilirsiniz. Taylandan’dan özel olarak gelen condensed milk, Tay çayı, sırrı reçetesinde gizli olan özel şeker şurubu ve buz ile yapılan ‘’Buzlu Thai Çayı’’. Bunun bir de kahveyle yapılanı var. İçinizi ferahlatan ve tazeleyen bir tat. Denemenizi şiddetle öneririm.

Tatlılarda favoriler elbetteki ‘’Kızarmış Muz ve Vanilyalı Dondurma’’  Muz bütün halinde kızartılıyor, yanına vanilya dondurma donuyor ve üzerine dökülen özel şurubuyla servis ediliyor. Dondurma ve sorbe çeşitleri de beğeniliyor.

Yemekler kelimenin tam manasıyla ‘’mis’’ gibi. Kalitesine, porsiyonlarına ve kullanılan malzemelere göre fiyatları gayet makul. Tüm bu özelliklerinin yanısıra huzurlu ortamı, rahatlığı, işini bilen, deneyimli ve kibar personeli ile hep gidilesi bir yer. Mutlaka gidin! Lezzetle beraber sağlıklı beslenmeyi alışkanlık haline getirin.

Karşılama- *****

Servis- *****

Menü- *****

Dekor- *****

Ambiyans- *****

Fiyat- *****

Hijyen- *****

Sporcu dostluğu- *****