Şehirler

İZMİR: Ege’nin İncisi, Güzeller Güzeli…

Bu haftaki gastronomik yolculuğum İzmir’e… Sınıfın en tembel çocuğunun bile tanımını bildiği Akdeniz iklime sahip; yazları sıcak ve kurak, kışları ılık ve yağışlı havasıyla İstanbul’a gelemeyen yazı buradan çekip almaya geldik. Saçından sürüyerek İstanbul’a getireceğim inşallah.

resim-140515LD

Türkiye’nin en kalabalık 3. Şehri, batıya açılan çağdaş yüzü, İonlar’a dayanan 8500 yıllık tarihiyle, Sezen Aksu’suyla, şairlerin şairi Homeros’un doğduğu yer olan İzmir’in ilk akla gelen özelliği kadınlarının güzelliğidir. Test ettim ve onayladım, yüzde yüz gerçektir. Güzellikte beraber hoş bir auraları, cazip bir havaları, insanın dikkatini cezbeden afraları tafraları vardır sanki. Sevdirirler kendilerini. Tıpkı şehrin havası gibi, geniş caddeleri, huzurlu sokakları, güzel denizi ve çevresindeki popüler ama bakir yazlık tatil mekanları gibi… Ege’nin incisi, gönlümün ikincisi olan (benim için tüm diyarlar İstanbul’dan sonra gelir) İzmir’i sadece Çeşme ve Alaçatı’ya giderken bir geçiş mekanı olarak kullanmamalı. Burayı muhakkak yaşamak gerek.

İzmir, yatlar ve gemilerle çevrilmiş uzun ve dar bir körfezin başında yer alıyor. Sahil boyunca palmiye, hurma ağaçları ve geniş caddeler bulunuyor. İzmir Limanı, Mersin Limanı’ndan sonra Türkiye’nin en büyük limanıdır. Canlı ve kozmopolit bir şehir olan İzmir, uluslararası sanat festivalleri ve İzmir Enternasyonal Fuarı ile de önemli bir yer tutar.

Türkiye’de en iyi zeytinlerin yetiştiği Ege Bölgesi, zeytinyağlı yemekleri ve mezeleri ile de ünlü haliyle… İzmir’in mutfak kültüründe rafine bir mutfaktan ziyade Osmanlı, Musevi, Ermeni ve Rum lezzetleriyle harmanlanmış İtalyan ve Fransız etkileriyle tatlanmış komplike bir durum var. Balıkla beraber İzmir mutfağının en önemli tamamlayıcıları elbetteki otlar ve zeytinyağlı yemekler, mezeler… Deniz börülcesi, ıspanak, cibez out, arapsaçı, ısırgan otu gibi çeşitli otlarla yapılan salataları meşhur. Tire köftesi ve boyozu da pek ünlüdür. Mutlaka denemelisiniz.

Bu kadar teorik bilgiden sonra işi pratiğe dökmek hemen yeme-içme, gezme eğlenme bölümüne giriş yapmak istiyorum. Yine size bir kaç nokta atışı yer önereceğim.

resim-140604II

Deniz kenarında salaş balıkçılarında keyifle öğlen yemeğinizi yiyebileceğiniz bir şehir burası. Kalamare adlı mekan da buna iyi bir örnek olabilir.

resim-140705RL

Benim gibi çok kısa bir seyehat yapacaksanız öncelikle size İzmir Kordon’da balık keyfi yapmanızın şart olduğunu belirteyim. Deniz Restoran en eski ve en bilindik olanlardan, hemen yüz metre ilerisindeki Kordon Körfez Restoran ise en trend ve en sevilenlerden. Ben yemeğimi orada yedim. Ne kadar memnun kaldığımı kelimelerle ifade edemem sanırım. Sofranın güzelliğine güzellik katan İzmirli dostlar ve hoş muhabbet bir yemeğin en iyi aperitifidir elbette. Mekan sahibi Banu Hanım’ın konukları olarak akşam yemeğimizden çok memnun kaldık. Gerçekten İzmir’in en iyisi olmayı hakediyor. Mezeler pırıl pırıl, Ege’nin en güzel otları ile yapılan ara sıcaklar mis gibi, balığa geçene kadar doymamaya ne kadar gayret gösterseniz de çok zorlanacağınız konusunda uyarmalıyım.

resim-140754MO

Sıcak ot tabağı yemeden bu dünyadan göçmemeniz gereken şahane bir lezzet. Zeytinyağında, soya soslu şevketi bostan out, bir dal arapsaçı, cibez otu, pazı ve ısırgan ile yapılan sıcak bir yemek. Kordon Körfez Restoran’da en sevdiğim ara sıcak ünvanını almış durumda.

Izmir’in en hareketli, aktif dinamik heyecanlı bölgesi kuşkusuz Alsancak’tır. Sayısız kafe ve restoranların olduğu, her daim dolup taşan İstanbul’un Nişantaşı, Etiler veya Bebek’i diyebileceğimiz bu mıntıkada en ünlü pastane Reyhan Pastanesidir. Pastaları gerçekten çok lezzetli olmakla beraber burada kahvaltının da keyfi başkadır. Değerlendirebilirsiniz. Hemen yakınındaki ‘’Yüzde Yüz’’ adlı mekan da daha çok Midpoint’e benzeyen, gençliğin akın ettiği, yemeklerinin de lezzetli olduğu bir konsepttir. Burada da keyifle vakit geçirebilirsiniz. Boyoz yemek isteyenlere önerim yine Alcansak’ta bulunan Dostlar Fırını olabilir. Gecce gezmesi için de yeni açılan bir klüp olan Velo’yu öneririm.

resim-141601HH

resim-141223LZresim-141017VY

 

Izmir’e çok yakın mesafede bulunan dünyanın rüzgarla dans ettiği yer olan Alaçatı’da kahvaltı yapma imkanınız varsa mutlaka değerlendirmelisiniz. Sailor’s hem bulunduğu konumu hem de lezzetli kahvaltısıyla güzel bir seçenek olabilir. Mekanın hemen karşısındaki Orta Kahve’de kahvenizi yudumlayabilirsiniz. Alaçatı demek Alavya Hotel demek, dar ve renkli sokaklar demek, dibek kahvesi demek, İmren’de sakızlı muhallebi demek, karadut demek, Veli Usta’da dondurma demek, dünyanın en iyi rüzgar alan üçüncü yerinde sörf demek, Tuval’de, Asma Yaprağı’nda yemek demek, taştan yapılmış şahane butik oteller demek, Alaçatı demek biraz da aşk demek… Gezmenizde ve görmenizde fayda var. Hayat üç gün derler, haftasonu da iki gün, çok şanslıyız aslında. Değerlendirmek lazım değil mi?

resim-141322OR

resim-141416ILAlaçatı’da kahvaltı yıkılıyorsa, Çeşme’de de kumru bir harikadır. Kumrucu Şevki’yi şiddetle önerir, Kırçiçeği’nde de pide yemenizi tavsiye ederim. Çeşme Marina; içinde bulunan kafe, restoran ve minik dükkanlarıyla, en iyi balıkçılardan olan Ferdi Baba’sıyla çok şahane bir ortama dönüşmüş durumda. St Tropez’e bin basan yerler olduğunu düşünüyorum ülkemizdeki yazlık yerlerin. Bodrum’daki Palmarina olsun, Çeşme Marina olsun bu kadar lüks, güzel, keyifli ve hizmet açısından maksimum düzeyde yerleri Güney Fransa’da bile bulamıyorum şahsen. Oraların ismi çıkmış, ülkemizi malesef tanıtamıyoruz ve satamıyoruz.

 

 

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir