Yaşam kaynağımız olan suyu bile hangi kaba dökseniz onun şeklini alıyor. Ama onsuz yaşayamam dediğiniz kişi kabınızı bir türlü doldurmuyor hatta bin dereden su getirtiyor. Didiniyorsunuz, uğraşıyorsunuz ama iki adım yol alamıyorsunuz. Ne karşınızdaki sizi anlıyor ne de istediğiniz yönde biraz olsun değişebiliyor.
Aklınızı daha iyi kullanmalı ve bunları bertaraf etmek için bir an önce yeni yöntemler geliştirmelisiniz.
Sizi kitleyenlere nasıl davranacaksınız?
Kural 1: Her zaman ne yaptıysanız artık tam tersini yapacaksınız.
Çünkü belli ki bu zamana kadarki tutumunuz hiç bir işe yaramamış. O zaman aynı balçıkta debelenmeye gerek yok, önce bir o bataklıktan kurtulup dışarı alacaksınız kendinizi, sonra temize çıkmanın verdiği rahatlıkla yeni bir yol çizecek ve dümdüz gideceksiniz. Uzun süredir yol katedemediğiniz o çukurun içine sizi geri çekip aynı balçığın içinde adım atamaz hale getirmesine izin vermemek için düşünce gücünüzü kullanacaksınız. Belli bir zaman olaya o temiz ve düzlük yerden bakınca çoğu şey zihninizde çözülecek, o kişinin silahlarını etkisiz hale getirecek ve aynı oyunlara tekrar düşmeyeceksiniz.
Bir düşünün bataklıkta ne kadar yürüyebilir, ne kadar yol katedebilir insan?
Kural 2: Empati kuracaksınız. Hiç durmandan anlatmaya çalışmak yerine anlamak için çaba sarfedince kolaylaşıyor işler. Çözülüyor düğümler. Çünkü insanlara saldırdığınızda uzaklaştırır, anladığınızda yaklaştırırsınız.
Ne kadar öfkeli, ne kadar haksızlığa uğramış olsa da, bir milyon kere anlatıp ve ispatlamaya çalıştığı haklılığını bir milyon birinci kere uğraşsa yine kanıtlayamaz, içini de soğutamaz insan.
Belki artık dilinizde tüy bitti, belki artık nefesiniz kesildi, sürekli dert anlattınız da ne değişti? Durum hala aynı yerde kilitli. Buna izin verdiğiniz sürece olan yine size olacak. Değişmeyen durumları zorla düzeltmeye çalışmak için sürekli anlatarak helak olmak yerine karşınızdakinin bunları yapma sebebini anlamaya çalışınca, tepkileriniz değişecek. Bu değişen tepkiler karşınızdakinde de değişim yaratacak. Alışılanın tam tersiyle yüzleşen insan şok yaşar. Bu şok onu kendine getirir. Anlata anlata bitiremediğiniz, söyleyip de gösteremediğiniz herşeyi kendi kendine görmeye başlar. Ne de olsa insan psikolojisi ters işler. Üstüne gittin mi savunmaya geçer, alttan aldın mı durulmaya ve düşünmeye ihtiyaç hisseder.
Kural 3: Durumu ve kişiyi olduğu gibi kabul edeceksiniz.
Var olanla savaşmak, onu değiştirmeye çalışmak ve durmadan üstelemek okuma yazması olmayan birine sayfalarca mektup yazmak kadar boşuna bir çabadır. Oysaki enerjiyi rahat bırakınca istedikleriniz size yakınlaşır. Bir yapabilseniz işte orda herşey çözülecek, kafanız rahat edecek, artık karşınızdaki düşünecek, kendi isteğiyle bazı şeyleri değiştirecek siz de keyifle değişimi izleyeceksiniz…
Belki tepkiselliği belki de tarzı bu, bu belki karakter özelliği belki egosu belki huyu… Ya çok seviyordur ve kendince haklı yanları vardır ondan yapıyordur yada özde değil sözde seviyordur ve egosuyla hareket ediyordur. Gerçekleri bulmak sakince anlamaya çalışmaktan geçer. İnsan gerçeklerle yüzleştiğinde ve kabul ettiğinde de doğru olanı yapma sürecine geçer.
Kafayı her gün yemek istemiyorsanız, o kısır döngüden hemen çıkmalısınız. Düşünce gücünüze sığınıp, anlayış ve kabul süreçlerini geçtikten sonra o rahat halinizle zaten istediklerinizi daha kolay olduracaksınız. Hayırlısı neyse o olacak. Hiç değilse süreç sizi artık daha fazla sıkmayacak.
Kural 4: Tepkilerinizi Değiştireceksiniz.
Sizi üzen ve öfkelendiren bir takım hareketleri sürekli tekrarlayan bir insan artık bunu size karşı bir koz yapmış demektir. Kendi dünyasında canının yandığını hissettiği her an acımasızca bu kozu size karşı kullanacak, siz de her seferinde aynı tepkileri vererek ya namlusunu dolduracak yada artık bu duruma tepkisiz kalıp sıktığı kurşunu boşa çıkartacaksınız.
Tüm bunları yapabilmek için öncelikle o debelenip durduğunuz sorun batağının içinden çıkmaya karar vermelisiniz. Sonra o çamurdan arınıp kendinize belki üç beş gün belki bir hafta on gün zaman vermeli ve olaylara bir de dışardan bakmaya başlamalısınız. Ne kadar haklı hissetseniz de etki tepkiyi doğuruyordur bunu unutmayın. Karşınızdakini haklı çıkartmaya değil, anlamaya çalışın.
Artık dert anlatmayı bırakın. Olanı olduğu gibi sakince kabul edin. Çok işinize gelmiyorsa terk edin. Terk etmek istemiyorsanız da üsteleyerek ve hep aynı tepkileri vererek değiştiremeyeceğinizi kabullenin ve tepkilerinizi değiştirin.
Sizi her seferinde hangi silahlarla vurduğunu bulun ve artık bunlara tepki vermeyerek onu etkisiz hale getirin. Belli bir zaman sonra artık işine yaramadığı için mermisiz bir silahı kullanmak istemeyecektir. Sorun yaratan durumu kendi kendine ortadan yok edecektir.
Kalbi güzel, hisleri derin, öngörüsü kuvvetli, niyeti temiz, sevgisi saf, kararları net, davranışları tutarlı, yaklaşımı adaletli, vicdan, ahlak ve mevhum sahibi, güçlü, kuvvetli, yüksek enerjili aynı zamanda bir o kadar da merhametli insanlar için harcayın değerli vaktinizi. Kimseyi düzeltmeye çalışmayın, herkes kendine göre doğrudur aslında. Anlamaya çalışın, gerçeklerden sapmayın. Size uymadığı noktada terk edin yada savaşmayı bırakın. Yeter ki kendinize eziyet etmeyin. İçinizde taşıdığınız potansiyel sevgiyi doğru kaba boşaltın, ne dibinde yarım kalsın ne dışına taşsın.