Bugün kendine has bir hikaye üzerinden doğan sıra dışı bir mekan ile tanıştım.
Mezapotamya’da Dicle Nehri kıyısında yaşamış ve 32 yaşında hayata veda etmiş olan Fatima’nın 55 sene sonra tekrar yaşatılmaya başlanan lezzet dolu hikayesinden doğmuş Fatima 1932.
İşte bu hikayenin sahibi olan o özel kadın Fatima da mekan sahibi Fatma hanımın babaannesi…
Çikolatadan kolonyaya, oda kokusundan mumlara, cam ve gümüş hediyeliklere kadar çok geniş bir yelpazedeki ürün çeşitliliğiyle hizmet veren Fatima 1932 aynı zamanda nefis bir yemek menüsüne sahip.
Her gün fırından çıkan taze ve saatlik tatlıları keşfedebilir, müthiş kahvaltılara gidebilir, geniş yemek menüsünü tadımlayabilirsiniz.
Türkiye’de ilk defa Batı ile Anadolu kültürünü harmanlayarak, Mezopotamya’dan ilham alan ve ürünlerini bu dokuyla müşterilerine sunan, yemeklerini de aynı ilhamla yapan ve sunan “Fatima 1932 / ByFamuse” gerçekten keşfetmeye değer bir yer.
Ankara Panora Avm, İstanbul Nişantaşı ve Deniz Müzesi olmak üzere üç şubesi var. Deniz Müzesi’ndeki şube daha yeni açıldı. İlk gelenlerdeniz. Bayıldık, harika bir konsept ve tasarım olmuş. Kocaman ferah ve iç açan bir ortama sahip.
Peki neler yenir?
Menü oldukça geniş ve beklemediğim kadar lezzetliydi. Özellikle tadımladığım ve bayıldığım ürünler:
Kuskuslu fas tavuğu
Falafel tabağı
Tavuk fette
Rokalı çilek salatası
İlave olarak glutensiz, katkısız, saf kakaodan yapılan el yapımı çikolatalar ve çeşit çeşit lokumlar da muhakkak denenmeli. Kahvenizin yanında çok iyi gider…
Tüm detayları youtube videomdan da izleyebilirsiniz. Linkini aşağıya bırakıyorum.
Merak edenler için Fatima’nın hikayesi:
Fatima 1932 yılında, büyük uygarlıklara ve Nuh Peygamber ile ailesine ev sahipliği yapmış, aşkları dillere destan, Mem ile Zin’in diyarı Mezopotamya’nın Bakarda Şehrinde doğdu.
Fatima, Dicle Nehri yakınlarında bulunan büyük, bahçeli bir evde büyüdü. Bu bahçedeki çiçekleri sulamayı; yazın kavurucu sıcağını bu bahçede unutmayı çok sevdi.
Eski zamanlarda sevmek kolay değildi. Fatima’nın güzelliğine vurulan biri, sırf onun gül yüzünü görebilmek için 7 yıl boyunca o büyük bahçedeki çiçeklere, güllere su verdi. Mutlu bir yuva kurdular. 7 çocukları oldu. Fatima, bu topraklarda aşk ile büyüyüp serpilen mahsüllerini misafirlerine, yoksullara ve ihtiyaç sahiplerine sundu.
Fatima, 32 yıllık kısacık ömrüne bolca sevgi, iyilik ve lezzet sığdırdı. Onun yaptığı yemeklerin tadı sadece damaklara değil, akıllara ve tarihe de kazındı.
Şimdi bu tadı tam 55 yıl sonra yeniden keşfetme zamanı.
Onun hünerli elleri, sofrasının bereketi ve bahçesinin zenginliği Fatima markasının varoluş sebebi.
Fatma Semiz, “Konseptimiz Mezopotamya’dan modern tarihe geçişin izlerini taşıyor. Fatima’nın anısını yaşatmak, yani babaannemin sevdiği kokuları, yemekleri, tatları kısacası onun hayatını yaşatmak bizim kuruluş sebebimiz” dedi.