Florya’daki İstanbul Akvaryum’un içinde açılan Emirgan Sütiş sakin, dingin ve huzur veren bir yer. Florya sahili’nin muhteşem görüntüsünün, yalın manzarasının, alabildiğince deniz keyfinin yanısıra mekanın tasarımı da göze oldukça hitap ediyor, insanı ferahlatıyor. Akvaryum’dan direkt içine girilebiliyor olması da bir mola ihtiyacı olduğunda çok iyi oluyor. Peki siz Sütiş’in ana yemeklerinin de en az kahvaltısı kadar güçlü olduğunu biliyor muydunuz?
Akvaryuma girince kıtalar, okyanuslar, köpekbalıkları, balıklar derken bir bakmışsınız karşınıza Sütiş çıkıyor. Acıktığınızın farkına varıp yesem mi yemesem mi diye düşünürken yüksek bir tavan, birbirinden farklı şekillerde dizilmiş masalar, ferah bir yerleşim, masmavi deniz ve vitrinde size bakan tatlı, dondurma, ızgara ve döneri görünce yemeden çıkamıyorsunuz.
Hepimizin oldum olası bildiğimiz, çoğumuzun da tatlılarına bayıldığımız Sütiş markası 1953 yılından beri pastahane ürünleriyle, Emirgan Sütiş ise 1986’dan beri kahvaltı menüleriyle gönüllerde taht kurdu. Burada yok yok. Bir kahvaltı bu kadar mı şahane olur diyorsunuz.
Geleneksel Tük kahvaltısını sadece organik ürünlerle sunmayı amaç edinmiş bir mekan olarak bu mekanda açık büfe konsepti yok, herşeyi menüden ayrı ayrı seçiyorsunuz. Belki çokça çeşidi birarada görmek isteyenler için bu durum sorun yaratabilir ama getirilen ürünlerin kalitesi o kadar iyi ki mutlaka memnun kalıyorsunuz.
Peynir doğrudan üretildiği yerlerden temin ediliyor. Beyaz peynir Ezine’den sadece Sütiş’e özel üretim yapan özel bir çiftlikten alınıyor. Aynı şekilde, tulum peyniri Erzincan’dan, eski kaşar Gelibolu’dan, zeytin Ayvalık ve Edremit’ten, domates Çanakkale’den geliyor. Bal ise Sütiş’in Artvin’deki bal üretim çiftliğinden geliyor. Tüm malzemeler yerinde ve Sütiş’e özel üretildiği için kahvaltının kalitesi tartışılmaz bir hal almış durumda olsa gerek. Tüm reçeller Adapazarı’nda faaliyet gösteren, Türkiye’nin markalaşmış ilk ev yapımı organik reçellerini üreten bir firmadan temin ediliyor. Hiçbir katkı maddesi, koruyucu, kıvam arttırıcı kullanılmadan üretilen bu reçellerde şeker bulunmuyor olması da en önemli özelliği. Dehşet lezzetini meyvenin kendi tadından alıyor olması çok iyi değil mi?
Tüm sütlü tatlılarda %60 manda, %30 inek ve %10 oranında keçi sütü kullanılıyor. Sütlü tatlılarda ve kaymakta kullandıkları manda sütü, Sütiş’in Kırklareli’nde kurduğu manda üretim çifliğinden geliyor. Etlerinin de bir kısmını buradan tedarik ediyor, yetmediği yerde Trakya ve Balıkesir’den getiriyorlar. Etlerde kuru dinlendirme yöntemi kullanılıyor. Taze et kullanılmıyor, et mutlaka belli bir süre dinlendiriliyor. Etlerin işlemesini her şube kendi bünyesindeki kasabıyla kendisi yapıyor. Etli yemeklerde genelde süt danası kullanılıyor.
Kullanılan tüm ekmek ve simitleri kendileri üretiyorlar. Ekşi maya kullanılarak hazırlanan ekmeklerin içerisinde hiçbir katkı maddesi bulunmuyor. Alman ekmeğinden tutun da Fransız bagetine, geleneksel Rus Ekmeğinden, İtalyan köy ekmeğine kadar çeşit çeşit ekmek yapılıyor burada. Hatta glutensiz ekmek bile var.
Çaylar ise yılın ilk hasatı ile beraber Rize’den özel olarak toplattırıp, depolarında 1 sene boyunca dinlendirdikten sonralar servis ediliyor.
Sütiş’in Florya şubesinde deniz manzarasıyla geniş ve ferah bir ortamda günün her saati hem kahvaltı edebilir hem de zengin yemek menüsüyle öğle ve akşam yemeklerinizi yiyebilirsiniz. Her daim yoğun bir yer olmasına rağmen servisi çok hızlı, fiyatları makul, lezzeti de oldukça başarılı. Bu yüzden de kahvaltı için Florya’da bulunan en iyi mekanlardan biri Sütiş’tir bence.. Bunu bir Florya’lı olarak rahatlıkla söyleyebilirim. Kendi semtime torpil geçmek gibi olacak ama Emirgan’daki şubesine nazaran daha ideal bir kahvaltı yeri. Ayrıca akşam manzarası ve deniz havası harika.
Gelelim birbirinden lezzetli ana yemeklere… Tüm Sütişler’in Executive Chef’i olan Ayhan Gültaş’ın zevk ve seçimine bıraktım kendimi. Birbirinden güzel yemekler, kendisine has sunumları, o güzel enerjisi ve güler yüzüyle hemen aurasına alıyor insanı. Pozitif insan, pozitif yemek. Ayhan Bey’in bence Sütiş’e en güzel katkısı da bu… Kendi adıma eklemeden geçemeyeceğim bir husus da; Sütişin döneri bir başkadır, gerçekten harikadır. Denemediyseniz mutlaka denemenizi öneririm. Dönerin pişirilmesinde, sağlığa hiçbir zararı bulunmayan elleme mangal kömürü kullanılıyor.
Ana yemekler oldukça doyurucu porsiyonlarla geliyor, bu kaliteye, bu servise, bu hizmete ve en önemlisi bu lezzete gore fiyatlar inanılmaz makul bence. ‘’Kuzu Lokum’’ 180 gr olarak servis ediliyor, yanında kumpir patatesiyle geliyor. Hiç kokusu olmayan gerçekten de lokum kıvamında bir et.
Benim favori yemeğim ‘’Şaşlık’’ çöp şişlere takılı şekilde gelen bu lezzetli ete o mükemmel tadı veren sosun içinde tuz, biber, hardal ve balzamik bulunuyor. Et bu sosun içinde 1 gün boyunca bekletiliyor. Soğanlarla beraber şişe geçiriliyor. Tadına doyamassınız gerçekten lokum gibi. 300 gr olarak servis ediliyor.
’Kuzu Pirzola’’ 180 gr olarak servis ediliyor. ‘’Dana Antrikot’’ 240 gr, Terbiyesine bayıldığım ‘’Piliç Şiş’’ ise 300 gr olarak servis ediliyor. Tüm etler çok lezizdi. Ayrıca belirtmek isterim ki, her mekanda özellikle dikkat ettiğim bir husus olan ‘’Sporcu Dostu Yemekler’’ kriterimi proteini bol ızgara ağırlıklı et ve tavuk yemekleriyle, çeşidi bol salatalarıyla ve içinde her türlü sebzenin bulunduğu ‘’Detoks Çorbası’’ ile fazlasıyla sağlayan bir restoran burası.
Sütiş’in hangi tatlısı güzel değil ki? Size sadece tezgahı göndermem yeterli sanırım. Organik dondurmaları da muhakkak denenmeli. Özellikle kağıt helvanın arasında!
Kahvaltı Menüsünden seçmeler;
Bal – Kaymak, Söğüş Tabağı, Ev Reçeli, Siyah Zeytin, Peynir Tabağı (beyaz peynir, tulum, dil, örgü peyniri, eski ve taze kaşar), Izgara Hellim, Şarküteri Tabağı (Kayseri Pastırması, Macar Salamı, tavuk ve dana jambon), Kuruyemiş Tabağı (Kuru incir, doğal kayısı, fındık, ceviz, badem), Sahanda Yumurta, Menemen, Kol Böreği (kıymalı / peynirli), Su Böreği (peynirli), Ev poğaçası
Karşılama- *****
Servis- *****
Menü- *****
Dekor- *****
Ambiyans- *****
Fiyat- *****
Hijyen- *****
Sporcu dostluğu- *****