İtalya’nın Akdeniz’e kıyısı olan güney sahilleri başta uca rüya gibidir. İnsanı büyüleyen güzelliktedir ama Capri Ada’sı hepsinden başka bir yerdir. Tarihi boyunca nice imparatoru büyüsü altına almış olan Capri 1960’lardan beri dünya ünlülerinin de rağbet ettiği gözde bir tatil yeri olmuştur.
Lüksün doğallıkla iç içe geçtiği, geleneksel tavrı ve ışıltılı haliyle herkesi etkileyen, masmavi denizi ve pastel rengi sokaklarıyla çekim gücü yüksek olan limon ağaçlarıyla bezeli bu küçük İtalyan adasına aşık olmamak elde değildir. Dünyaca bilinen yerel şarapları, denizle bütünleşen masmavi mağaraları, ihtişamlı mimari yapıları ve tasarım harikası villalarıyla İtalya’nın en ünlü tatil rotalarından biri olan Capri onbir kilometrekarelik küçük bir cennettir adeta.
Sarp kayalıklar arasında uçurumlarla dolu dar ve yokuşlu yollarının içine geçmiş lüks butikler ve sokaklarında yürüyen birbirinden şık giyimli hanımefendiler ve beyler buranın neden dünya sosyetesinin, film yıldızlarının, politikacıların, iş dünyasının patronlarının, sporcuların ve meşhur sanatçıların çekim merkezi olduğunu anlatır niteliktedir. Frank Sinatra, Elizabeth Taylor, Brigitte Bardot, Jacquline Onassis, Julia Roberts, Beyonce ve Mariah Carey gibi isimler Capri’nin aşkına kapılmış olan ünlülerden sadece bir kaç tanesidir.
İtalya’nın Sorrento yarımadası açıklarında, Napoli şehrinin tam karşısında ve Tiran denizinde yer alan Capri Adası’na direkt gitmek için en pratik yol Napoli’ye uçmaktır. Napoli Havalimanı’ndan Alibus shuttle’a binerek 40 dakika da Molo Beverello’ya, buradan da hızlı feribot ile (50 dakika) Capri Adası’na geçebilirsiniz. Bir diğer yol da havaalanından taksi ile Porta Di Massa iskelesine gidip yavaş feribot ile Capri Adası’na geçmektir. (1 saat) Capri’de oturmuyorsanız adaya arabayla geçemiyorsunuz. O yüzden araç kiraladıysanız aracınızı limanda park etmek zorunda kalacaksınız.
Amalfi kıyısında yer alan Positano, Sorrento, Amalfi ve Minori kasabalarından teknelerle de adaya direkt ulaşabiliyorsunuz. Alicost tekneleri Amalfi’den Capri’ye gidiş dönüş günübirlik turlar düzenliyor. Günlük 200 euroya özel bot kiralayıp (yakıt size ait) o botu kendiniz kullanabiliyorsunuz. Kalabalık bir arkadaş grubuyla gittiyseniz mutlaka bu keyfi deneyimlemelisiniz.
Capri Adası çok ufak bir yer, gezmesi oldukça kolay. Yolları rahatça yürümeye pek elverişli sayılmaz, araba kullanmak için de ideal olduğunu söyleyemem ama adanın bir yanından hep deniz manzarasını gösteren, minik, dar ve dik sokaklarında üstü açık taksilerle gezmenin keyfi çok başka. Ada içinde gezilmesi gereken noktalara minibüslerle de rahatça ulaşım sağlayabiliyorsunuz.
Capri Adası; Anacapri ve Capri olarak iki bölüme ayrılıyor. Feribotla ilk indiğiniz bölge Marina Grande adı verilen liman kısmı buradan ister finükiler, ister taksi, ister minibüsle Capri’ye geçebiliyorsunuz. Adanın üst kısmı ise Anacapri olarak geçiyor. Ünlülerin ve zengin İtalyan ailelerinin lüks villaları ve yerleşim yerlerinin yanı sıra ‘’The Phonenician Steps’’ adı verilen denize inen 800 tarihi basamak ve güneş ışığının yansımalarıyla mavinin inanılmaz tonlarına bürünen, berrak sularından gümüş rengi ışıklar saçan dünyaca ünlü Mavi Mağara da (Grotto Azzuro) Anacapri’de yer alıyor. Büyük Liman (Marina Grande) ya da Anacapri’den binebileceğiniz küçük teknelerle Mavi Mağara’nın içine girebiliyorsunuz.
Capri’nin ana limanına iner inmez (Marina Grande) hemen aynı kıyıda yer alan özel teknelerle ada etrafında tura çıktık. Kişi başı 18 Euro. Yeşil Mağara, Beyaz Mağara, Faraglioni Kayalıklarını yakından, Capri’nin meşhur villaların sıralandığı, panaromik manzarasıyla büyüleyici Tragara Belvedere yolu, Sophia Lauren, Giorgio Armani gibi ünlü isimlerin de vilları dahil olmak üzere birbirinden güzel Capri villalarını da uzaktan görme şansına sahip olduk. Rehber eşliğinde yapılan bu bir saatlik keyifli gezinin ardından limana geri döndük.
Ana limanda çok vakit kaybetmemenizi öneriyorum çünkü buranın görüntüsü kafanızda canlandırdığınız Capri tablosunun yanında biraz mütevazı kalıyor: ‘’Bu kadar meşhur olan Capri Adası burası mı?’’ dedirtiyor ama yukarı çıktığınızda beklentinizin çok daha üstünde muhteşem bir manzarayla karşılaşıyorsunuz.
O yüzden vakit kaybetmeden Büyük Liman’dan kalkan minibüsle yaklaşık 20 dakikada Anacapri’ye geçtik.
Buradan bindiğimiz telesiyejle dağın en yüksek noktasına Monte Solaro’ya çıktık. Gördüğüm manzara inanılmazdı. ‘’Filmlerde olur böylesi’’ dedirtti. Bolca fotoğraf çektikten sonra aşağı geri indik.
Anacapri merkezinde biraz gezindikten sonra taksiyle (25 Euro) Capri şehir merkezi La Piazzetta’ya gittik. (Minibüsle de gidebilirsiniz (2 Euro)
İşte orada Capri’nin büyüsüne kapıldık. Merkezde dizili sayısız kafelerden birinde oturup Santo Stefano Katedrali’ne karşı bir kahve içtikten sonra‘’La Piazetta’’ adıyla da bilinen Umberto Meydanı’nın etrafındaki eski, dar ve begonvillerle süslü sokaklarda ise Capri’nin ruhunun derinliklerine ilerledik. Dünyanın önde gelen markalarına ait şık butikler, hediyelik eşya dükkanları, limondan yapılmış envai çeşit ürünün satıldığı tatlı mağazalar, birbirinden güzel kafeler ve restoranlarla renklenen fıkır fıkır bir ada gördük karşımızda. Buranın cazibesi çok başka diyerek heyecanla gezmeye başladık.
Gelateria Buonocore’den güzel bir İtalyan dondurması alıp alışveriş için son derece lüks ve güzel mağazaların bulunduğu Via Vittorio Emmanuelle ve Via Camerelle caddelerinde kaybolmanın keyfini yaşadık.
Meydanın az ilerisindeki tepede bulunan teras bahçeleri diye nitelendirebileceğim ‘’Giardini Di Augustus’’ (Agustus’nun Bahçeleri) nefes kesen güzelliği ve deniz manzarasıyla görülmesi gereken yerler arasında. Bir kaç sene öncesine kadar Küçük Liman’dan Agustus’un Bahçeleri’ne giderken deniz manzaralı, zigzaglı, patika bir yoldan geçiyordunuz. Buraya Via Krupp adı veriliyor. Capri’de yürümesi en keyifli yollardan biriydi fakat son yıllarda tepelerden düşen kayaların yarattığı tehlikeden ötürü bu geçiş yolu kapatılmış durumda. Bu sebeple Agustus’un Bahçeleri’ne yine yürüyerek ama başka bir güzergahtan ulaşılıyor.
Capri’nin güneyindeki Punta Tragara’da yer alan Faraglioni’nin görülmesi şart. Yoksa Capri’ye gelmiş olmanın bir anlamı olmaz. Adanın simgesi haline gelen ve denizin ortasından yükselen kireç taşı oluşumlu üç kaya parçası olan ‘’Faraglioni’’ ‘yi Agustos Bahçeleri’nden de, Monte Solaro’dan da, Küçük Liman’dan Marine Piccola) da görebiliyorsunuz.
Kıyıya bağlantısı olan tek kayanın adı Faraglione di Terra. Yanındaki kayalar sırasıyla Mezzo, Stella ve Scopolo diye adlandırılıyor. Yakınlaştıkça büyüleyen bir tablo gibi insanı etkisi altına alıyor. (Büyük Liman’dan binebileceğiniz teknelerle kayalıklara denizden de ulaşabiliyorsunuz. Bizim yapıtığımız turun içinde vardı. Kayalıkların içinden geçtik. Hatta bir inanış var ortası delik olan kayalığın içinden geçerken öpücük atıyorsunuz.)
Küçük Liman’ın (Marina Piccola) tablo gibi duruşunu izlemek için oraya da bir uğruyorum. (Vaktiniz azsa burayı atlayabilirsiniz.)
Kalan vakitte yemek yemek ve denize girmek için Nerano’da yer alan ‘’La Conca Del Sogno’’ adlı meşhur plaj restoranına doğru yola koyulduk. Burası dünya yıldızlarının da sıklıkla ziyaret ettikleri bir yer. Sadece deniz yoluyla ulaşılan bu masalsı beach club aynı zamanda unutulmayacak güzellikte bir restoran. Rüya gibi bir manzaraya, huzurlu bir ambiyansa sahip. (Ayrıca turistlerce keşfedilmemiş yerel bir plaj arıyorsanız, sudan baktığnızda müthiş bir manzaraya sahip olan Nerano’da denize girebilirsiniz.)
Capri Adası ihtişamlı ve tarihi villalarıyla meşhurdur. Bunlardan en çok ilgi çekeni ise Anacapri’nin merkezindeki Casa Rossa’dır. Pompeii kırmızı dedikleri cafcaflı rengiyle adanın ikonik simgesi haline gelen ve Amerikalı Albay J.C. MacKowen tarafından yaptırılan bu villa şuanda sanat galerisi olarak kullanılmaktadır. İçine girip gezebiliyorsunuz.
Roma İmparatoru Tiberius Capri Adası’na taşınıp on iki villa yaptırmış ve hayatının sonuna Capri’de onun için özel olarak yaptırılan Jovis Villa’sında yaşamış. Böylece ada hem imparatorluğun yönetim merkezi haline gelmiş hem de dünyaca üne kavuşmuş. Bu açıdan Capri’ye giderseniz Jovis Villasını mutlaka görün derim.
Bir başka iddialı villa ise yine Anacapri’de bulunan ve bütün Capri’yi ayaklarının altına alan nefis manzarasıyla öne çıkan Villa San Michele’dir. Capri’nin güzelliğinden şaşkına dönen İsveç’li doktor, yazar ve arkeolog Axel Munthe’nin 19. yy’da inşaa ettiği bu rüya ev bugün Munthe’in antik eser koleksiyonunu ve arkeolojik bulguları barındıran büyüleyici bir müzedir. Bahçesindeki Yunan mezarı ve manzaraya bakan dev granit sfenks heykeli görülmeye değer özelliktedir. Capri manzaralı bolca fotoğraf çekebileceğiniz bir nokta olması da ayrı güzeldir.
Capri’de Hotel Mamela’da konaklayabilirsiniz. Merkezde yer alan sade ve şık bir otel. Bir akşam limon ağaçları altında keyifli bir restoran olan Ristorante Paolino’da, bir akşam Ristorante Il Geranio’da bir öğlen de Ristorante Aurora’da unutulmaz zamanlar geçirebilirsiniz. Bodrum’da bir şubesi bulunan Ristorante Il Riccio’ya giderseniz hem güzel yemekler yeme şansına hem de normalde tekne ile ulaşabileceğiniz Grotta Azzurra mağarasına yüzerek ulaşma şansına sahip olabilirsiniz. Gerçek İtalyan lezzetleri sunan bu restoranları listenize eklemenizi öneriyorum. Ne de olsa İtalya demek sadece tarih, kültür ve doğa güzellikleri değil, iyi yemek yemek demektir.
Nerede Yemeli
Önce Marmaris sonra da Bodrum’da açılan şubeleriyle çok sevilen Ristorante Il Riccio’nun doğum yeri Capri’dir. Burada kendinizi enfes İtalyan lezzetleriyle ödüllendirin. Limon ağaçları altında harika bir ortam sunan Ristorante Paolino’yu da muhakkak denemelisiniz.
Uygulamalar
Tripogy
Capri Insider
Capri Schedule
Capri Seyahat Rehberi Çevrimdışı Haritaları (CPI)
Nerede Kalmalı
Capri merkezine yürüme mesafesindeki konumu, deniz manzaralı odaları ile nefis bir butik otel olan Hotel Mamela’yı tercih edebilirsiniz.
Adres: Via Campo di Teste, 8, 80076 Capri
Hediyelik
Capri’ye feribotla yanaştığınız ilk nokta olan Büyük Liman’da sayısız hediyelik eşya dükkanı bulunuyor. Ayrıca limon ile ilgili sabundan tutun liköre kadar pek çok ürünün satıldığı birbirinden tatlı dükkanlar Capri merkezinde sıralanmış durumda.
Görmeden Dönmeyin
Anacapri’de bulunan, bütün Capri’yi ayaklarının altına alan ve nefis manzarasıyla öne çıkan Villa San Michele’yi görmeden dönmeyin. Capri’nin güzelliğinden şaşkına dönen İsveç’li doktor, yazar ve arkeolog Axel Munthe’nin 19. yy’da inşaa ettiği bu rüya ev bugün Munthe’in antik eser koleksiyonunu ve arkeolojik bulguları barındıran büyüleyici bir müzedir. Bahçesindeki Yunan mezarı ve manzaraya bakan dev granit sfenks heykeli görülmeye değer özelliktedir.
Alışveriş İçin
Capri’nin merkezi Umberto Meydanı’nın etrafındaki minik dar sokaklarda dünyanın önde gelen markalarına ait şık butikler, hediyelik eşya dükkanları, limondan yapılmış envai çeşit ürünün satıldığı tatlı mağazalar bulunuyor. Via Vittorio Emmanuelle ve Via Camerelle caddeleri alışveriş için en ideal caddelerden ikisi…
Bavula Koyun
Capri hem rahat hem bakımlı insanların bulunduğu klas bir ada. Spor şık kıyafetler tercih edin. Plaj kıyafetlerinizi ve bolca yürüyeceğiniz için spor ayakkabılarınızı da almayı unutmayın.
Nasıl Gidilir
Türk Hava Yolları, İstanbul’dan Napoli’ye haftanın her günü karşılıklı direkt seferler düzenliyor.
Capri vlog’umu izlemek için aşağıdaki linke tıklayabilirsiniz.