Zorlu Center’ın içinde iki sene önce açılan ve burada en gözde mekan olarak yerini alan Morini’ye girer girmez kendinizi Madison Avenue’da şık bir İtalyan restoranında gibi hissediyorsunuz. Gözde olmayı fazlasıyla hakediyor. Neden mi? Ambiyans, dans, iyi kokteyller, güzel yemekler, kalabalık, şık insanlar, alışveriş, moda, eğlence, yani kısacası herşeyin tek bir mekanda birarada olduğu nadir yerlerden biri.
Morini; stil sahibi 3 genç kadının (Aslı Sayar, Yaprak Baltacı ve Başak Soykan) Newyork’da sıkı bir restoran grubu olan Altamarea’yla anlaşıp, restoranlarının bir kısmı michelin yıldızlı olan ünlü şef Michael White ile ortak olarak açtıkları bir İtalyan restoranı.
Buranın en iyi yanı da mönüyü elinize aldığınızda evirip çevirip ne yesem acaba diye uzun vakitler sıkıntı çekmiyor oluşunuz. Yemek mönüsü tek sayfa ve hepsi nokta atışı.
‘’King of Pasta’’ yani makarnanın kralı olarak bilinen meşhur şef Michael White’ın oluşturduğu mönüsü, dünyaca ünlü ve sadece bu mekanda bulabileceğiniz kokteylleriyle samimiyetle söyleyebilirim ki burada herkes damak zevkine göre bir yemek illaki bulur, herkes kendine uygun bir kokteylle mutlu mesut oturur. Michael White’ın New york’taki mekanları ‘’celebrity’’ diye tabir ettiğimiz dünyaca ünlü insanlar tarafından da çok seviliyor.
Bu dedikoduyu da yapmadan edemeyeceğim, Jamie Oliver hala İstanbul’a gelmemişken Michael White neredeyse her ay geliyor, mönünün istikrarını, mevsimlik ekleme ve çıkartmaları kontrol edip Newyork’a geri dönüyor. İyi yemek yemeyi sevenleri hedefleyen bir mekan olduğunu bu sayede ispatlıyor bence.
Newyork’ta Upper East Side’da Ristorante Morini, Soho’da Osteria Morini adıyla geçen bu iki restoranın İstanbul’a yakışan stilini gidip mutlaka yaşamanızı öneririm. 12 sularında mekana gittiğinizde alışveriş öncesi buluşup kahvelerini yudumlayan bayanlar ortama hakimken, 13:00 – 14:00 sularında öğlen yemeğine gelen iş çevresi ağırlıklı bir kitle ile mekan hınca hınç doluyor, 15:00 sularında keyifli, yüzleri gülen arkadaş grupları ağırlıklı ortamda akşamüstüne doğru bar kısmı da dahil tüm mekan iyice dolmaya başlıyor. Özellikle Cuma akşamları saat 20:00 itibariyle nabzı yükselen Morini’de saat 10:30 gibi müziğin sesi yükselerek eğlence kopmaya başlıyor. Her cumartesi de saat 15:00’dan itibaren eğlence başlıyor, güzel kokteyllerle, iyi müzikle, arkadaşlarınızla keyifli bir Cumartesi geçirmek için çok ideal bir yere dönüşüyor! Partileme arasında ortadan bir yarım saatliğine kaybolup hemen bitişiğindeki keyifli mağazadan alışveriş yapıp gelen arkadaşlarınız da olabiliyor. Haftaarası ve pazar günleri de cemiyet ve iş çevrelerinden bazı özel partiler için kapatıldığı oluyor. İşte burası böyle bir mekan… Hem elegan, hem de rahat edeceğiniz bir buluşma noktası.
Yemeklere gelince; Amerikalı şef White’ın Newyork’taki pek çok restoranından en özel parçaları seçerek oluşturduğu konsept mönü inanılmaz başarılı.
Morini’nin çorbaları harika. Bir insanın mönüde en çok sevdiği şey çorba olur mu dedirten cinsten! Ayrıca servis ediliş şekli çok güzel. ‘’Gnocchetti & Mushroom Soup’’ diye adlandırılan içinde ricottalı mini makarna bulunan çok lezzetli bir mantar çorbası var ki muhakkak denemelisiniz. Başka mantar çorbalarına benzemiyor!
Mevsimi itibariyle balkabağı çorbasının yerini şu sıralar yer elması çorbası almış. Bu çorba da çok tutuluyormuş.
Başlangıç Tabakları içindeki önerim kuşkusuz ‘’Fresh Lobster Burrata’’. Istakoz, burrata, patlıcan turşusu, domates ve fesleğenli bu tabak buranın en özel girişlerinden biri. Mutlaka denenmeli. Eklemek isterim fiyatını bir başlangıç için çok bulabilirsiniz fakat ıstakozu baya zengin bilginize…
Ana yemeklerde en favori olan herkesin bayıldığı ‘’Lamb Shank’’ taze biberiyede marine edilmiş gremolata soslu kuzu incik.
Heidi Klum’un favori yemeği; ‘’Pan-Roasted Rock Bass’’ yani Kaya Levreği! Bahar mönüsüne yeni girmiş. Gerçekten müthişti, balıkçıdan başka yerde balığı fazla tercih etmeyen biri olarak sırf bu yemek için bile Morini’ye giderim. Üstelik tüm yazılarımda önemle değerlendirdiğim sporcuyla dost yemekler kriterimi tamamiyle sağlayan oldukça sağlıklı, besleyici ve protein deposu bir tabak.
Makarnalar konusunda çok iddiali olan Morini’ye ben de bu iddiasında katılıyorum. Makarna hamurlarının hepsi bi9rbirinden farklı reçeteye sahip, günlük olarak elde yapılıyor. Barrack Obama’nın favorisi olan ‘’Garganelli’’ elde kıvrılmış çok lezzetli bir makarna! Üzerinde et agu ve parmesanla servis ediliyor. Obama ağzının tadını biliyormuş, bence bir tek Amerika Başkanı’nın değil herkesin favorisi olacak bir yemek.
Mekanın ortaklarından olan Başak Soykan Hacıoğlu’nun favorisi de deniz mahsullü siyah makarna ‘’Gramignia’’
Carnaroli pirinci, yaban mantarı, siyah trüf yağı ve parmesanlı ‘’Risotto’’ da beğenilenler arasında.
Tabiki bir İtalyan klasiği olan ve burada çok güzel yapılan ‘’Panna Cotta’’ yı da şiddetle tavsiye ederim.
Hiçbir yerde olmayan bir tatlı denemek isterseniz, siparişin adı: ‘’Strati di Cioccolato’’ tahinli cevizli dondurma, ceviz püresi ve kızarmış cevizden oluşan çikolatalı bir tatlı.
Morini yemekleri kadar kokteyllerinde de iddialı. Çünkü Newyork’un en ünlü miksolojistlerinden biri olan Eben Freeman tarafından hazırlanmış sadece Morini’ye özel reçetelere sahipler. Bunlardan benim en başarılı bulduğum ‘’Fiori d’arancio’’ viski sevenlere hitab ediyor. İçindeki altın çilek de harika bir şey! Galone adı verilen bir karıştırma kabında çeviriliyor. Kocaman tek bir buzla servis ediliyor.
Alexa Chung’ın en sevdiği Skinny Girl Martini Başak Hanım’ın da favorisi, mutlaka denemeniz gereken bir tat!
Kate Middleton’s Royal Blush martini bardağında sunulan pembe bir içki, içinde vodka, nane, prosecco ve morello cherry bulunuyor.
Passione Arrabiata çok ilginç bi kokteyl, tam bir iştah açıcı etkisi var, içinde bildiğiniz acı biber konuyor.
Satsuma Passion da favorilerim arasında bulunmakta! Mönüye yeni giren bir kokteyl.
Özetle Morini İstanbul’a yakışan çok klas bir mekan. Bu tarz yerleri ülkemize kazandıran girişimcilere saygı ve sevgiler…
Karşılama- *****
Servis- *****
Menü- *****
Dekor- *****
Ambiyans- *****
Fiyat- ****
Hijyen- *****
Sporcu dostluğu- ****