Alp Dağları’nın ucu bucağı gelmeyen engin sınırlarına günde elli ila yüz kilometre kaymak suretiyle ulaşmaya çalıştım. Kayak yapmanın en keyifli olduğu yerlerin başında geliyor benim için Kitzbühel. Minik ve şirin bir kasaba burası, doğal güzelliğine aşık oluyorsunuz.
Sabahları uyanıp da odanızın camından dışarıya baktığınızda hala bir rüyanın içinde olduğunuzu hissediyorsunuz. Özellikle mineral water dedikleri, gazlı suyu sabah sabah tüketmenizde fayda var. İçinizi temizlediğini, metabolizmanızı hareketlendirdiğini ve gün boyu zinde tuttuğunu gözlemleyebiliyorsunuz. Kitzbühel’e ulaşmanın en pratik yolu İstanbul’dan uçakla Salzburg’a veya Münüh’e gelmek, buradan da otele kadar shuttle hizmeti almaktır. Salzburg daha yakın olduğu için (70 km) oraya inmenizi öneririm, fakat uygun uçağı bulamıyorsanız benim gibi Münih’e de uçabilirsiniz. 49 Euro verdim otelimin önüne kadar bıraktılar.
Maria Theresa isimli çok hoş bir butik otelde kaldım. İlk kaldığım oda ortaçağdan kalma tahta ve külüstür bir odaydı ama tertemiz, ferah ve manzaralıydı. Sonraki günlerde tatilimi beraber geldiğim kalabalık grubun baskısı üzerine uzatınca odamı başka yere taşıdım, bir anda modern hayata, günümüz çağına dönüş yaptım. Otelimizin lobbysi oldukça keyifli, şöminesi olsun, dekorasyonu olsun, içindeki tatlı minik barı olsun, hemen bitişiğinde bulunan güzel restoranı olsun, herşeyiyle çok tatlı ve huzurluydu. Çok rahat ettik. Ama kahve düşkünü bir insan olarak bence en önemli özelliği kahvelerinin ve özellikle amerikanosunun bugüne kadar içtiklerimin arasında en iyisi oluşuydu.
Avusturya demek Alpler demek, schinitzel demek, tavuk demek… Bu memlekette schinitzel beraberinde reçelle sunuluyor. Bana göre luzumsuz bir yaklaşım olsa da reçelin tadı yemekten bağımsız olarak değerlendirdiğimde süper. Kayak merkezininde bulunan, sadece teleferikle ulaşabileceğiniz tüm restoran kafelerde bulabileceğiniz schinitzeli mutlaka denemelisiniz. Enfes bir lezzet. Özellikle Sonnenbühel Hahnenkam’da yediğim pankek hayatımda yediğim en iyi pankekti! Mutlaka bulun onu. Sunumu ve cezbedici görseli kadar etkileyici bir tadı vardı.
Dünyada sadece iki yerde ‘’Dünya Kayak Şampiyonası’’ yapılıyor, bunlardan biri de Kitzbühel Hahnenkamm, bunu da eklemek isterim. Yerinde tespit ettim birazcık yorucuymuş ama nasıl keyifli olduğunu deneyimlemeniz şart!
Kitzbühel’in en şık restoranı Hotel Zur Tenne’nin içinde bulunan otelle aynı ismi taşıyan restoran. Salataları sosundan ve malzemenin tazeliğinden dolayı çok lezzetli, geyik etinden yapılan gulaşı deneye değer, mantarlı parmesanlı çorbası harika, schinitzel konusunda kayak merkezindeki mekanlar çok daha başarılıydı diyebilirim, deniz mahsulleri de oldukça lezzetliydi. En önemlisi klas ortamı, şık ambiyansı ve naif atmosferi gerçekten büyüleyiciydi. Mutlaka gidilmesi gereken bir yer.
Kayak pisleri ayrı güzel, gezmesi, alışverişi ayrı güzel, minik kafeleri, barları ve süslü kumarhanesi ayrı güzel şirin mi şirin bu kasabadan ayrılırken hakikaten üzülüyorsunuz. İnsanda hemen alışkanlık yaratıyor. Mozart’ın doğduğu şehir olan, ismi Tuz Kalesi anlamına gelen, sakin, keyifli ve sanata düşkün bir Orta Avrupa kenti olan Salzburg’a da günübirlik bir tur yapmanızı öneririm. Carpe Diem Cafe & Bar’da da mutlaka bir sıcak çikolata içmelisiniz.
Uçak rezervasyonunuz için www.thy.com.tr veya en uygun aktarmalı ve direkt uçuş biletlerini kolayca tarayabileceğiniz www.sonfiyat.com, otel rezervasyonunuz için de www.booking.com sitelerini öneriyorum. Tatilinizi böylelikle kendiniz ayarlayabilirsiniz.
Çocuklu ailelere de şiddetle öneririm, gün boyu çocuklarınıza kayak eğitimi veren profesyonel okullar bulunuyor, güvenle teslim edebilirsiniz.