‘’İnsanları koşulsuz şartsız sev, ayırma, en kötünün bile kalbinde bir iyilik vardır mutlaka’’ ana fikriyle gelmiş gibiydim ben bu dünyaya. O işler tam olarak da öyle değilmiş aslında! Bu konuda belki çok akıl dağıttım, insanlara şüpheyle yaklaşan, herkesle çok muhattap olmayan, her daim mesafe koyan tanıdıklarımla belki pek uzalaşamadım ama 35 sene sonra anladım.
Herşeyin aşırısı zararlıdır. İyiliğin bile… Fazla vicdan, şefkat, merhamet ve iyi niyet sahibi insanların iyiliklerinin suistimal edilişi, gaflet ve dalaletle karşılaştığı durumlar vardır ki doğruluğu çok kere ispatlanmış, nankörlükle eş değer bir yaşam gerçeğidir.
Rabbimiz ‘’Kendisine iyilik edene kötülük eden, benim nimetime nankörlük etmiş olur, kendisine kötülük edene iyilik eden de, bana şükretmiş olur’’ diye buyuruyor.
Ve Allah diyor ki: ‘’Bir menfaat elde etmek için seninle arkadaşlık edenin şerrinden sakın! Çünkü beklediği şey kesilince; özür kabul etmez.’’
Bazen birilerinin karşılaştığı kötü durum karşısında üzüntü duyar ve o kişilere yardımda bulunuruz, bu kimi zaman evini açmak, aşını paylaşmak, paranı bölüşmek, ticarete girmek, kimi zaman da iş vermek, çevrenize sokmak, elinizdeki imkanları paylaşmak, bulunduğunuz ortamda veya kalbinde yüceltmek gibi şeyler olabilir. Ne var ki, bunlar arasında bazı kalbi bozuklar olabilir, kendisine gösterilen bu yakın ilgiyi kötüye kullanıp başınızı derde bile sokabilir. Onu yücelttiğiniz sürece sizden iyisi yokken istemediği en ufak bir tepkinizde de sizden kötüsü de olmayacaktır. Hazret-i Ali, ‘’Kötü kimse, kendisine iyilik yapılınca katılaşır, iyilik edene bir zarar verebilir’’ buyuruyor. Yani birine iyilik ettiğinizde ondan kötülük gelirse o kişinin kötü biri olduğu anlaşılıyor. Tabiki kabahat iyilik yapmakta değil, mesele iyiliği kıymetini bilecek kişiye ve dozunda yapmaktır. Bundan sonrasında kötü olmak değil ama sınırları çizmek gereklidir. Dengeyi tutturmak önemlidir. Nanköre yapılacak iyilikten zarar gelecektir. İnsan merhamette orta yolu bulmalı, şefkati bile ölçülü ve dengeli beslemelidir. Karşındakine gereğinden fazla değer vermemeli, sabır ve anlayışın boyutunu abartmamalıdır. Yoksa merhameti kayıtsız şartsız suistimal edilecektir.
İster paranı, ister desteğini, ister sırrını, ister sevgini, istersen de güvenini verip kötü olacağına vermeden kötü olmak lazım bazen… İnsanlar ne kadar sahtelik takınırsa takınsınlar muhakkak bir yerde asıllarına dönerler. Zalime zulüm olmak için çok fazla sebebiniz olsa bile esas mesele çizginizi bozmandan yürüyüp yolunuza gidebilmektir. Yüce yaradan gerisini sizin için elbette halledecektir.
Atalarımız boşuna ‘’Besle kargayı oysun gözünü’’ dememişler…
Aman dikkat niyeti aşırı iyi ve herkesi kendi gibi bilen beybiler…