Hepimizin sevdiği güzel Bebek’imizin en sote köşesinde, eski Poseidon Balıkçısı’nın bitişiğinde, denizin resmen içinde, bütün şaşasi ve gösterişiyle bir imparator gibi boy gösteren, dehşet manzarasıyla büyüleyen koskoca bir mekan Chilai. Ne demek bu Chilai? Hemen anlatayım; fi tarihinde Bebek semtine verilen isimmiş, yanyana dizili iskeleler anlamina geliyormuş.
Chilai’ın konumunu, şıklığını ve atmosferini beğenmeyen pek yoktur zannımca. Bebek koyu manzarasıyla Chilai’nin konumu gerçekten çok iyi. Özellikle de ikinci katta olduğu için fine-dining bölümü, daha da güzel. Chilai’ın yeri eskiden Turkiye’ye Man kamyonlarını getiren ve üreten sanayici işadamı Tevfik Ercan’ın Yalısıymış. Angel Grup burayı satın alıp 2011’de bizlere hizmete sundu. Koskoca bir yalının adeta evinizin salonuna dönüştürülmesi ve bu sayede her istediğinizde burada keyifle yiyip içebilmek, şehrimizin tüm güzelliğini doyasıya içinize çekebilmek ayrıcalık ve lüksün tarifi olsa gerek. Bebek’in kalabalığını, trafiğini ve yorucu yoğunluğunu kapıdan içeri girdiğiniz anda başka bir yerde bırakıyorsunuz. İnsan burda değil günlük stresini veya dertlerini, resmen kendisini unutur bence. 4 kattan oluşan Chilai tam anlamıyla kompleks bir mekan. İçinde yok yok: Bistro, bar, lounge, sushi bar, sanat galerisi ve fine diningi birarada barındıran, atmosferi etkileyici, sirkulasyonu yüksek, her amaca hizmet edebilen, geniş, ferah ve de eğlenceli bir yer.
Manzara, menü ve müzik de oldukça başarılı. Her daim kalabalık ve her yaşa hitab eden bir mekan olduğunu da eklemek isterim. İster eğlenmek, ister sohbet, ister huzur icinde dinlenmek… Amacınız ne olursa olsun uygun bir köşeyi kendinize muhakkak buluyorsunuz.
Herkesin o günkü moduna yada kafasına göre birşeyler bulabileceği geniş bir konsepte ve menüye sahip anlayacağınız. Bu sene Gecce Mekan Oscarlar’ında ‘’En iyi konsept mekan’’ ödülüne sahip olduğunu da eklemek isterim. Özellikle denizin tam üstündeki bahçesinde oturmak cok keyifli.
Fine Dining bölümünde 17 çeşit sağlam lezzet var. Hepsi ayrı ayrı denenmeye değer. Ben bu sefer şefin tavsiyesiyle Istakoz kuyuğunu denedim. Beraberinde sunulan deniz mahsülleri ile doldurulmuş ravioli buharda pişmiş ıstakoz kuyruğu ile enfes bir uyum sağlamış. Sote ıspanağı, mango salsa be bisque sosuyla beraber göselinden de anlayacağınız gibi etkileyici ve parlayan bir tabak. Istakoz tek başına doyurucu dolgunlukta ve yumuşacık.
Fine dining menüsünde yer alan ana yemekleri seçerken zorlanabilirsiniz çünkü menü çok kalabalık olmamasına rağmen her şey çok cezbedici görünüyor. Dikkat çeken birkaç ana yemek: Buharda pembe şarap ile pişirilmiş ‘’Belçika Midyeleri’’, dört havyarlı ve mürekkep balıklı taglioni ile ‘’Tereyağında Langoustine’’, demi glace sosuyla sunulan ‘’Kaz Ciğerli Dana Bonfile’’ ve ismiyle hemen anında yakalayan ‘’Chilai Lokumlu Kebap’’.
Kaymaklı Balkabağı Terin beraberinde sunulan tahin shut ile birlikte uçuran bir lezzet. Tam da balkabağının mevsimindeyken bu tatlı kaçmaz. Görüntüsüyle bile aklınızı kaçırtır. Kaymağında hafif mascarpone peyniri, alt kısmı ise pandispanya var. çilek ve çikolata da cabası. Beğenilmeyecek gibi değil. Enfes!
Chilai’da çalan müzikler katlara ve saatlere göre değişiyor. Bahçe, giriş kat ve sushi katinda sabahtan gecce 02:00’ye kadar güncel lounge ve chill out tarzı müzikler çalınıyor. Akşam 21:00’dan sonra mekanın durumuna göre Deep ve Funky House tarzında devam ediliyor. Sabahları kahvaltısı da oldukça keyifli ve de bol seçenekli. Boğaza nazır tertemiz bir güne burda merhaba der, güne bomba gibi devam edesiniz benden söylemesi. Chilai’ın çok temiz ve bildiğiniz labaratuvar gibi ince ince ayrılmış kocaman bir mutfağı var. Ekmeklerine kadar herşeyi kendileri yapıyorlar. O güven veren mutfaktan çıkan herşey yenir bunu da söylemeden geçemeyeceğim. Günün hehangi bir saatinde mutlaka keyif yapmaya gitmenizi öneririm.
Karşılama- *****
Servis- *****
Menü- *****
Dekor- *****
Ambiyans- *****
Fiyat- ****
Hijyen- *****
Sporcu dostluğu- ****