Hepimizin içinde bir iyi bir de kötü var. Koşulsuz Sevgiyle dengeye oturur bunlar.
İnsanin iki hayatı var, yaşadığı ve hayal ettiği. Ayni zamanda iki kimliği var, olduğu ve olmak istediği. Her insanın içinde iki zıt karakterin savaşı var. Biri acımasızlık, kıskançlık, yalancılık, kendini beğenmişlikle yenmeye çalışan KÖTÜ, diğeri; merhametle, paylaşarak, hoşgörüyle, dürüstlükle var olmayan çalışan İYİ. Insanın kendisiyle, en sevdiğiyle, hısmıyla, hasmıyla, arabasıyla, eviyle, karısıyla, kocasıyla, dostuyla, çocuğuyla, kapıcıyla, bakkalla, çakkalla, devlet bakanıyla… kavgası hep bundan. Üzgün bir ruh insanı zehirler, zehirden şifa, zalimden de vefa beklenmez. Bu ikilemde hangisi mi kazanır? Beslediğin hangisiyse o! Sabah kahvaltısı niyetine afiyet olsun öyleyse… Özgüveni yüksek ve egosu kontrol altında komplekssiz günlerle beslenelim inşallah.
Aslında yazılar yazıldığı gibi okunur da, okuyan kendine göre anlar. Önemli olan baktığının ne olduğu değil, senin onu nasıl gördüğündür. Çünkü hangi niyetle bakarsan öyle algılarsın. Benim yazdıklarımı tüm berraklığıyla görebilen, seven, beğenen, kendinden kesitler bulan, gülen, eğlenen, motive olan, çok konuşuyorsun diyen, ölüyü diriltirsin diyen, bana instagram’da direkt mesaj atan, fotoğraflarıma en içten yorumlarını yazan, whatsapp’tan kahkaha atan, tanıyan ve tanımayan tüm dostlar… Kalpte yeriniz gittikçe büyüyor. Anladım ki birilerini sevmek için illaki görmeniz, tanımanız gerekmiyor. Enerjilerimiz birleştikçe çağlıyoruz. Hepiniz farketmeden hayatıma dokunuyor, bende yer ediyor ve yüzümü güldürüyorsunuz. İyi ki varsınız. Koşulsuz sevgiye inanın. Mutluluk en sıkı takipçiniz olsun, sizi asla unfollow etmesin…