Bugün Boğaz’daki balıkçılara taş çıkartan meze ve lezzet zenginliğinde bir mekanda nefis bir öğle yemeğine geldim. @iskele_restaurant İskele Restaurant gerçekten son zamanlarda deneyimlediklerim arasında beni en çok etkileyenler arasına girdi. Eskiden bir balıkçı köyü olan Mimarsinan Büyükçekmece’de bulunan İskele Restaurant; limanın içinde, güzel bir tarihi binada (2. sınıf tarihi eser kapsamında bulunuyor) enfes bir manzara eşliğinde balık ve deniz mahsüllerine doyduğunuz keyifli bir yer. Deniz manzaralı ferah, güzel ve huzurlu bir balık restoranı…
Hikayesi de çok farklı. 1924’te mübadele ile Selanik’ten göç eden bir ailenin 1947’den bu yana işlettiği bir mekan. Mübadeleyle göç eden Selanik’lilerin gemiden indikleri liman da tam karşısında bulunuyor. Atatürk 1938’de hemşehrilerinin durumunu görmek ve isteklerini dinlemek için bu mıntıkayı ziyaret etmiş. Şuan restorana ait olan yerde oturmuş çay kahve içmiş. Vatandaşlar ‘’Paşam bizi buraya getirdiniz de biz nasıl geçineceğiz?’’ diye sorduklarında, tam karşıda duran denizi işaret etmiş ve böylelikle Mimar Sinan tam bir balıkçı kasabası olmuş. İşte bu balıkçı kasabasının hatta İstanbul’un en eski balıkçılarından biri olmuş İskele Balık. 2012’de restore edilen mekanın 3. nesil işletmecisi olan İbrahim Gülkoku 7 yaşından beri bu işin içinde. Yıllarca Yunan Adaları’nı gezmiş ve keşfettiği tüm farklı lezzetleri mutfağına uyarlamış. Araştırmalarına da durmaksızın devam eden vizyonu açık, işini seven iyi bir işletmeci. Bir balık restoranın başarısının temeli de sahibinin işine olan aşkından ve yenlikçi bakış açısından gelir zaten.
İşin mutfağına gelince: Menüde Ege ve Yunan mutfağından esintiler hakim. Balık ve balık mezesi olarak son derece kaliteli ve değişik tatlar sunuluyor. Heryerde bulunmayan butik ve güzel doksan çeşit meze var. Mezeleri hazırlayan şeflerin tümü Cunda’dan gelmiş olan ustalar. Cunda’dan her gün taze otlar geliyor.
Taze deniz balıklarından oluşan balık mostrası da çok zengin. Beni gerçekten etkiledi. Bu güzellikleri şehirden uzak sakin bir lokasyonda güzel bir manzara eşliğinde deniz havasını içinize çekerek yemek de ayrı keyif veriyor. Servisi hızlı ve kaliteli. Garsonlar işlerine hakimler işte bu da en önem verdiğim hususlardan bir tanesi.
Yunanistan’da yiyebileceğiniz kadar güzel bir ‘’Güveçte Baby Ahtapot’’ ve ‘’Saganaki’’si var ki enfes bir lezzet. Masanızda olmazsa olmazlarınız Ege otlarından oluşan Ot Tabağı, Meksika biberiyle yapılan Atom, kırmızı renkli Girit Ezmesi, Rum Usulü Pilaki, Levrek Sarma, Levrek Marin, Söğüş Ahtapot, patlıcan ve peynirle yapılan Yunan Böreği, Lakerda, kabak, yeşil fasulye ve kalamarla yapılan enfes lezzet Lavunya ve farklı bir ara sıcak olan Dil Beyti olmalı… Mekanın imza salatası olan, Cibez otu, kuzu kulağı, arap saçı, turp otu gibi ege otları ağırlıklı, dilim beyaz peynirli salatayı da muhakkak yemelisiniz. Mevsim balıklarından seçimlerinizi de güvenle yapabilirsiniz çünkü tazeliği konusunda emin olabileceğiniz bir mekan.
Tatlılara gelince efsane bir Peynir Tatlısı var ki muhakkak denenmeli. Böyle bir lezzeti Malkara, Keşan’da bulursunuz ancak. O kadar iddialı benden söylemesi. İncir Tatlısı, Sarı İrmik ve Höşmerim de çok başarılı.
İskele Balık’ın tam karşısında İdo’nun Mudanya seferleri yapılıyor.
İstanbul’dan Cunda’ya gitmeye gerek kalmıyor, İskele Balık sizi Ege’de hissettiriyor. Doğanın içinde şehirden kaçış için de nefis bir lokasyon. Mutlaka deneyin. Selamımı da söyleyin.
Fiyatlar:
Ege otlarından oluşan Ot Tabağı: 40 TL
Güveçte Baby Ahtapot: 35 tl (800 gram)
Soğuk Mezeler: 9 TL
Balık Mezeleri: 20 – 30 TL
Dil Beyti: 30 TL
Saganaki: 15 TL
Mekanın İmza Salatası (2 Kişilik): 18 TL (Cibez otu, kuzu kulağı, arap saçı, turp otu gibi ege otları ağırlıklı, dilim beyaz peynirli)
Balık porsiyon: 50 TL
Tatlılar: 12 TL
Bu ortama, bu kaliteye, bu lezzete göre fiyatların uçmadığı bir mekan olduğunu düşünüyorum. Dört dörtlük bir yemek alkolle beraber kişi başı 120-160 TL arasında olacaktır.
